Karayolu yük taşımacılığı ve akaryakıt satış faaliyetinde bulunan mükellefin yük taşımacılığı yaptığı araçlarına gerek tankerden gerekse akaryakıt ist

Karayolu yük taşımacılığı ve akaryakıt satış faaliyetinde
bulunan mükellefin yük taşımacılığı yaptığı araçlarına
gerek tankerden gerekse akaryakıt istasyonundan yaptığı
akaryakıt teslimlerinde belge düzeni hk.
Sayı: 
88031814-010.01[105(VUK-2014/03]-68
Tarih: 
09/09/2015
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
HATAY VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü
 
   
Sayı : 88031814-010.01[105(VUK-2014/03]-68 09/09/2015
Konu : Belge Düzeni Hk.  
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin karayolu ile yük taşımacılığı faaliyetine ek olarak
13.11.2013 tarihinde akaryakıt satışı faaliyetine de başladığı, yük taşımacılığı yaptığınız
araçlarınıza gerek akaryakıt istasyonunun pompalarından gerekse şirketinizin tankerinden
yapılacak akaryakıt teslimlerinde belge düzeninin nasıl olacağı, eğer belge düzenlenecek ise Ba, Bs
bildirimleri ile tevsik işleminin nasıl olacağı, düzenlenecek belgede bedelin akaryakıt alış tutarı
üzerinden belirtilip belirtilmeyeceği, bu tutarın ilgili dönemin satış maliyetine gider yazılıp
yazılmayacağı ya da belge düzenlenecekse K.D.V. beyannamesinde indirim konusu yapılıp
yapılmayacağı hususunda görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere,  Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde, Türkiye'de ticari, sinai, zirai
faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer
vergisine tabi olduğu, 2nci maddesinde teslim ifadesinin, bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik
veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesi olduğu hükme
bağlanmıştır.
Bu itibarla, Şirketinizin taşımacılık faaliyetinde kullandığı araçların akaryakıtlarının yine şirketinize
ait akaryakıt istasyonundan karşılanması işleminin dahili sarf niteliğinde olması, söz konusu
akaryakıtın tasarruf hakkının devredilmemesi ve herhangi bir teslimin olmaması nedeniyle bu
işlemin KDV'ye tabi tutulmaması gerekmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesinin Bakanlığımıza verdiği yetkiye
istinaden yayımlanan 320, 323, 324, 332 ve 337 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğlerinde;
birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit edilenler, defter tutmak zorunda olan
çiftçiler, serbest meslek erbabı ile vergiden muaf esnafın kendi aralarında yapacakları ticari
işlemleri ile nihai tüketicilerden (Türkiye'de mukim olmayan yabancılar hariç) mal ve hizmet bedeli
olarak yapacakları 8.000-TL üzerindeki tahsilat ve ödemelerin bankalar, özel finans kurumları
(Katılım Bankaları) ve Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü aracı kılınarak yapılması
gerektiği belirtilmiştir.
324 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin "Tevsik Zorunluluğu" başlıklı bölümünde ise,
"İşletmelerin kendi ortakları ile diğer gerçek ve tüzel kişilerle olan ve herhangi bir ticari içeriği
olmayan nakit hareketlerinde işlem tutarı 8.000-Türk Lirasını aşıyor ise bunlar da tevsik
kapsamında olacağından banka, özel finans kurumları veya PTT aracılığıyla tahsilat ve ödemeler
yapılacaktır." açıklaması yer almaktadır.
Buna göre, 8.000-Türk Lirası tutarını aşan mal ve hizmet teslimlerine ilişkin ödemelerin, ödemeler
kısım kısım yapılsa dahi mezkûr Tebliğlerde sayılan aracı kurumlar vasıtasıyla yapılmasıgerekmektedir. Ancak, şirketiniz akaryakıt istasyonundan gerek pompadan gerekse tankerden yük
taşımacılığı yaptığınız kendi araçlarınıza akaryakıt dolumunda satılan bir maldan söz edilemeyeceği
gibi tahsilat ve ödemede söz konusu olmayacağından konu tevsik zorunluluğu kapsamında
değerlendirilmeyecektir.
Öte yandan, şirketiniz akaryakıt istasyonundan yük taşımacılığı yaptığınız araçlara akaryakıt
dolumunun maliyet bedeli ile gider hesaplarına intikal ettirilmesi mümkün bulunmaktadır. Bu
durumda şirketiniz araçlarına akaryakıt teslimi sırasında pompalara bağlı ödeme kaydedici
cihazlardan otomatik olarak çıkacak fişler iptal edilerek, gerektiğinde tevsik edilmek üzere
saklanacaktır.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve mükerrer 257'nci maddelerinin verdiği
yetkiye dayanılarak yayımlanan 350, 362 ve 381 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri
uyarınca, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet
alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)" ile mal ve hizmet satışlarını
ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri hususunda
yükümlülükleri bulunmaktadır.
Söz konusu yükümlülüğün, 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerinde yerine getirilmesinde
uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinin
konusunu oluşturmakta olup, 1.2.1. bölümünde "Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce,
belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin
belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider
pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve
yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir." açıklamasına yer
verilmiştir.
Aynı tebliğin, 1.2.2. bölümünde ise mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine
ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak haddin 5.000 TL
olarak yeniden belirlendiği, buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL
ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışlarının "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form
Ba)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet
satışlarının ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" nun Tablo II alanında
bildirileceği açıklanmıştır.
Yukarıda yer alan açıklamalara göre, şirketiniz adına düzenlenen belgelerin Ba bildirim formu ile
şirketiniz tarafından düzenlenen belgelerin ise Bs bildirim formu ile 396 Sıra No.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinde yer alan usul ve esaslar çerçevesinde bildirilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
  
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.