Sirküler - 2021 - 101 - Vergi Kanunlarında Değişiklikleri İçeren 7338 Sayılı Kanun
Tarih |
: |
26.10.2021 |
Sayı |
: |
2021 / 101 |
Konu |
: |
Vergi Kanunlarında Değişiklikleri İçeren 7338 Sayılı Kanun |
26.10.2021 tarihli ve 31640 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile vergi kanunlarımızda çok sayıda önemli değişiklik yapılmıştır.
Aşağıda başlıklar halinde listelenen konular bunlardan bazılarıdır:
1- Geçici vergi dönemleri dörtten üçe indirilerek dördüncü geçici vergi dönemi kaldırılmaktadır. |
2- Vergiye uyumlu mükelleflere yönelik uygulanan %5 vergi indirimiyle ilgili şartlarda iyileştirme sağlanmaktadır. |
3- Nakdi sermaye artırımlarında uygulanan faiz indirimi yurtdışından getirilecek sermayede uygulanacak oran yükseltilmektedir. |
4- Yatırıma katkı tutarlarının kısmi olarak diğer vergi borçlarına mahsup edilebilecektir. |
5- Banka dekontlarının gider pusulası olarak kabulü mümkün hale gelmektedir. |
6- YMM Raporunun ibrazında ek süre getirilmesi şartlara bağlanmaktadır. |
7- Yeniden değerleme uygulaması getirilen vergiyle kalıcı hale getirilmektedir. |
8- Elektronik defter beratı ve elektronik muhasebe fişlerine yönelik düzenlemeyle birlikte elektronik ibraz hakkında düzenleme yapılmaktadır. |
9- Alış bedeli değerleme ölçüsü olarak kabul edilmektedir. |
10- Maliyet bedeline giren giderlerin ne olduğuna yönelik açıklık getirilmektedir. |
11- Gün esasına göre amortisman hesaplanması mümkün hale getirilmektedir. |
12- Şüpheli alacak uygulamasında küçük olan alacaklara ilişkin azami tutar belirlenmektedir. |
13- Yenileme fonundaki 3 yıllık bekleme süresinin başlangıcına yönelik netleştirme yapılmaktadır. |
14- Tekerrür nedeniyle artırımlı kesilecek vergi cezalarına üst sınır getirilmektedir. |
15- Vergi incelemesi sırasında pişmanlık talepli beyanname verilebilecektir |
16- 5.000 TL’yi aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uzlaşma kapsamına alınmaktadır. |
17- Sosyal medya fenomenlerinin elde ettikleri gelirleri üzerinden bankalar vasıtasıyla yapılacak stopaj usulüyle vergilendirme sağlanmaktadır. 18- Dijital vergi dairesi için yasal altyapı sağlanmaktadır. 19- Gelir İdaresi Başkanlığına vergi ile ilgili hizmet sunanlar vergi mahremiyeti kapsamına alınmaktadır. 20- Yurtdışı tebligatlara yönelik tebliğ sistemi değiştirilmektedir. 21- İlanen tebligat usulünde önemli değişiklikler yapılmaktadır. 22- Tarımsal destek ödemeler üzerinden vergilendirme yapılmamasına yönelik düzenleme yapılmaktadır. 23- Konaklama vergisinin yürürlük tarihi değiştirilmektedir. 24- Vergi incelemesinde önemli değişiklikler yapılmaktadır. Yapılan düzenlemelerin özetine aşağıda yer verilmiştir.
Düzenlemeyle birlikte cari vergilendirme döneminin ilk dokuz ayı, üçer aylık dönemler itibariyle geçici vergi dönemleri olarak belirlenmektedir. Buna göre, cari vergilendirme dönemi içerisindeki üç, altı ve dokuz aylık periyodlar üçer aylık dönemler itibariyle geçici vergi dönemleri kabul edilmektedir. Buna göre son geçici vergi dönemi beyannamesi yıllık dönem için 14 Kasım’a kadar verilecektir. Buna göre geçici vergi dönemleri 1.1.2022 tarihinden itibaren aşağıdaki şekilde olacaktır: Birinci dönem: Ocak - Şubat - Mart İkinci dönem: Nisan - Mayıs - Haziran Üçüncü dönem: Temmuz - Ağustos - Eylül Uygulama 2022 yılından itibaren verilecek beyannamelere başlayacağından 2021 yılı dördüncü geçici vergi beyannamesi verilecektir.
%5 vergi indirimi uygulamasında şartları taşıyan mükelleflerin, yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannameleri üzerinden hesaplanan verginin %5'i (2021 yılı için indirim tutarı 1.500.000 TL’yi geçemeyecektir.) ödenmesi gereken gelir veya kurumlar vergisinden indirilmektedir. İndirimden yararlanma koşulu olan indirimin hesaplanacağı beyannamenin ait olduğu yıl ile önceki iki yılda haklarında tarhiyat yapılmamış olması koşulu, yapılan tarhiyatların kesinleşmesine bağlanmaktadır. Böylece tarhiyatın kesinleşmemiş olması halinde mükellefler anılan indirimden yararlanabileceklerdir. Söz konusu süre içerisinde kesinleşen tarhiyatın indirim tutar sınırının %1’inden az olması durumunda indirimden yararlanma şartları ihlal edilmiş sayılmayacaktır. Örneğin, 01.01.2022 tarihinden itibaren verilecek beyannameler için bu sınırın 1.750.000 TL olarak belirlenmesi durumunda 2019, 2020 ve 2021 yıllarında yapılıp kesinleşen tarhiyatın 17.500 TL’yi geçmemesi durumunda indirim şartı ihlal edilmiş sayılmayacaktır. Ayrıca, indirimden yararlanmak için ilk aşamada ilgili yıllar itibarıyla kesinleşmiş tarhiyat olmaması kuralı getirildiği için, yapılan tarhiyatın indirimden yararlanıldıktan sonra kesinleşmesi durumunda yararlanılan indirimin mükelleften geri alınmasına ilişkin hüküm yürürlükten kaldırılmaktadır. İkmalen, re'sen veya idarece yapılmış ve kesinleşmiş bir tarhiyat bulunmaması koşulu vergi beyannamelerindeki vergi türleri itibarıyla sınırlandırılmaktadır. Dolayısıyla kesinleşmiş tarhiyat bulunmaması kuralı tanımlanan vergi beyannameleriyle sınırlanmaktadır. Örneğin, damga vergisi beyannamesi bu beyannameler arasında sayılmadığından damga vergisi beyannamesinin verilmemesi veya eksik beyanda bulunulması nedeniyle yapılıp kesinleşen tarhiyatlar tutarına bakılmaksızın indirim şartının ihlali sayılmayacaktır.
Yeni kurulan veya nakit sermaye artırımında bulunan şirketlerde, artırılan nakit sermaye üzerinden, TCMB tarafından açıklanan TL cinsinden ticari kredilere uygulanan ağırlıklı yıllık ortalama faiz oranı dikkate alınarak hesaplanacak tutarın %50’si, kurumlar vergisi matrahından indirilebilmektedir. İndirim oranı yurt içi kaynaklı nakit sermaye artışında %50 olarak uygulanmaya devam ederken yurtdışı kaynaklı nakit sermaye artırımlarında bu oran %75 olarak uygulanacaktır.
5520 sayılı KVK 32/A maddesinde yer alan indirimli kurumlar vergisinde, mükellefler yatırım teşvik belgesi kapsamında yapmış oldukları yatırımlar nedeniyle hak kazandıkları yatırıma katkı tutarlarını, gerek yatırım tamamlandıktan sonra elde ettikleri gelirlerine, gerekse de yatırım döneminde diğer faaliyetlerinden elde ettikleri gelirlerine indirimli oranda kurumlar vergisi uygulamak suretiyle kullanabilmektedirler. Yapılan düzenlemeyle birlikte yatırım katkı tutarının %10'luk kısmı, kurumlar vergisi beyannamesinin verilmesi gereken ayı takip eden ikinci ayın sonuna kadar talep edilmesi şartıyla, ÖTV ve KDV hariç olmak üzere tahakkuk etmiş diğer vergi borçlarından terkin edilmek suretiyle kullanılabilecektir.
Yapılan düzenlemeyle gider pusulasının düzenlenme zorunluluğunun bulunduğu durumlara açıklık getirilmekte ve belgenin düzenlenme süresinin de 7 gün olduğu açık bir şekilde ifade edilmektedir. Ayrıca, maddede öngörülen hallerde banka, ödeme kuruluşu ve PTT tarafından düzenlenen belgeler (dekont, alındı vb.) ile bu Kanun uygulamasında belge düzenleme yükümlülüğü bulunmayan kamu kurum ve kuruluşlarının tabi oldukları diğer ilgili mevzuat dahilinde düzenledikleri belgeler gider pusulası yerine kabul edilmekte ve bu hallerde mükellefler tarafından ayrıca gider pusulası düzenlenmemesi sağlanmaktadır.
Yararlanılması yeminli mali müşavirlerce düzenlenmiş tasdik raporu ibrazı şartına bağlanan muafiyet, istisna, zarar mahsubu ve benzeri konularda, tasdik raporunun ilgili mevzuatta belirlenen sürede ibraz edilmemesi durumunda, mükellefe tebliğ edilmek şartı ile 60 günlük bir mühlet verilecektir. Bu 60 günlük süre içinde raporun verilmesi durumunda tasdik raporu zamanında verilmiş sayılacaktır. Raporun bu sürede de verilmemesi durumunda ise mükellefler tasdike konu haktan yararlanamayacaktır.
Yeniden değerleme uygulaması 01.01.2004 tarihine kadar uygulanmış o tarihten sonra enflasyon düzeltmesi uygulamasıyla birlikte kaldırılmıştır. Enflasyon düzeltmesi uygulaması ise şartlar oluşmadığından en son 2004 sonu bilançolarında uygulanmıştır. Hali hazırda 213 sayılı Kanunu geçici 31.maddesi kapsamında geçici bir süre ile (31.12.2021 tarihine kadar) şirket aktiflerinde bulunan taşınmazlar ile amortismana tabi iktisadi kıymetlerini yeniden değerlemeye tabi tutulabilmektedir. Ayrıca değer artışı tutarı üzerinden %2 oranında vergi hesaplanmaktadır. Yeni düzenlemeyle birlikte 213 sayılı Vergi Usul Kanunun mükerrer 298. maddesinde yapılan değişiklikle kalıcı hale getirilmektedir. Buna göre tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan gelir veya kurumlar vergisi mükellefleri (kollektif, adî komandit ve adî şirketler dâhil, sürekli olarak enflasyon düzeltmesi yapanlar ile kayıtlarını Türk para birimi dışında başka bir para birimiyle tutmalarına izin verilenler hariç), enflasyon düzeltmesi yapma şartlarının gerçekleşmediği hesap dönemlerinin sonu itibarıyla, bilançolarına dâhil bulunan amortismana tabi iktisadi kıymetlerini (bu niteliklerini korudukları müddetçe sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilenler hariç) ve bunlar üzerinden ayrılmış olup bilançolarının pasifinde gösterilen amortismanları yeniden değerleyebilirler. Aşağıdaki şartlara uyulması gerekmektedir: - İktisadi kıymetlerin maliyet bedellerine eklenmiş bulunan (iktisadi kıymetlerin aktifleştirildiği hesap dönemine ilişkin olanlar hariç) kur farkları ve kredi faizleri (bunlara isabet eden amortismanlar dâhil) yeniden değerleme kapsamına girmez. - Yeniden değerlemede, iktisadi kıymetlerin ve bunlara ait amortismanların, değerleme hükümlerine göre tespit edilen ve değerlemenin yapılacağı hesap dönemi sonu itibarıyla yasal defter kayıtlarında yer alan değerleri dikkate alınır. Amortismanın herhangi bir yılda yapılmamış olması durumunda, yeniden değerlemeye esas alınacak tutar bu amortismanlar tam olarak ayrılmış varsayılarak belirlenir. - Yeniden değerleme neticesinde iktisadi kıymetlerin değerinde meydana gelen değer artışı, yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin her birine isabet eden değer artışı ayrıntılı olarak görünecek şekilde, bilançonun pasifinde özel bir fon hesabında gösterilir. Değer artışı, iktisadi kıymetlerin yeniden değerleme sonrası ve yeniden değerleme öncesi net bilanço aktif değerleri arasındaki farktır. Net bilanço aktif değeri, iktisadi kıymetlerin bilançonun aktifinde yazılı değerlerinden, pasifte yazılı amortismanların tenzili suretiyle bulunan değeri ifade eder. - Pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışı tutarının, sermayeye ilave edilme dışında herhangi bir şekilde başka bir hesaba nakledilen veya işletmeden çekilen kısmı, bu işlemin yapıldığı dönem kazancı ile ilişkilendirilmeksizin bu dönemde gelir veya kurumlar vergisine tabi tutulur. Sermayeye eklenen değer artışları, ortaklar tarafından işletmeye ilave edilmiş kıymetler olarak kabul edilir. Bu işlemler kâr dağıtımı sayılmaz. - Yeniden değerlemeye tabi tutan mükellefler bu kıymetlerini, yeniden değerleme sonrasında bulunan değerleri üzerinden amortismana tabi tutmaya devam ederler. - Yeniden değerlemeye tabi tutulan iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması (satış, devir, işletmeden çekiş, tasfiye gibi) halinde, bunlara isabet eden pasifte özel bir fon hesabında gösterilen değer artışları aynen amortismanlar gibi muameleye tabi tutulur. - Her yılın yeniden değerleme oranı ancak o yıla ait değerlemede nazara alınabilir. Yeniden değerlemenin herhangi bir yıl yapılmamasından veya değerleme oranının düşük uygulanmasından dolayı daha sonraki yıllarda geçmiş dönemlere ilişkin yeniden değerleme yapılamaz. - Hesap dönemi içinde aktife giren iktisadi kıymetler için aktife girdiği hesap döneminde, yeniden değerleme yapılmaz.
Fiziki ortamda tutulan defterlerde bulunan tasdik zorunluluğuna benzer şekilde, elektronik ortamda tutulan defterlerde tasdik/onay konuları hukuki altyapıya kavuşturulmaktadır. Bu kavramlar daha önce Tebliğ düzeyinde belirlenmekteydi. Ayrıca yapılan düzenlemeye göre defterler için berat alınmaması ve onay işlemlerinde belirlenen usul, esas ve sürelere uyulmaması halinde defterler tasdik ettirilmemiş sayılacaktır.
VUK’da yer alan değerleme ölçülerine alış bedeli dahil edilmektedir. Alış bedeli, bir iktisadi kıymetin satın alma bedeli olarak tanımlanırken iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi ile ilgili diğer giderler alış bedeline dâhil değildir.
Yapılan düzenlemeyle maliyet bedeline girmesi zorunlu olan ve olmayan unsurlar sıralanmaktadır. Buna göre aşağıda sayılan giderler maliyet bedeline dâhil edilmek zorundadır: - İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; gümrük vergileri, gümrük komisyonları, yükleme, boşaltma, nakliye ve montaj giderleri, - İktisadi kıymetin iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile doğrudan ilgili; resim ve harçlar, noter, tapu, mahkeme, değer tespiti, danışmanlık, komisyon ve ilan giderleri, - İktisadi kıymetin finansmanında kullanılan kredilere ait faiz giderleri ve bunlara ilişkin kur farklarının; emtiada emtianın stoklara girdiği tarihe kadar, diğer iktisadi kıymetlerde ise iktisadi kıymetin envantere alındığı hesap döneminin sonuna kadar olan kısmı ile söz konusu kredilere ilişkin giderler (Faiz giderleri ile kur farklarının diğer kısımlarını maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.), - İktisadi kıymetin stoklara veya envantere alındığı tarihe kadar ki depolama ve sigorta giderleri, - Gayrimenkullerde mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler. Gayrimenkullerle doğrudan ilgili olması şartıyla, bunların envantere alındığı hesap dönemi sonuna kadar alınan hibeler maliyet bedelinden indirilir. İktisadi kıymetin (emtia hariç) iktisap edilmesi veya değerinin artırılması ile ilgili olan özel tüketim vergisi, indirilemeyecek katma değer vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi ile kaynak kullanımını destekleme fonunu maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler serbesttirler.
Aktife yeni kaydedilecek amortismana tabi iktisadi kıymetler için aktife girme tarihinden itibaren günlük esasa göre amortisman ayrılabilmesi seçimlik bir hak olarak getirilmektedir. Faydalı ömür süresinin gün olarak hesaplanmasında, Hazine ve Maliye Bakanlığınca yıl olarak tespit ve ilan edilen faydalı ömür süreleri 365 ile çarpılmak suretiyle belirlenecektir. Yıl veya gün esasına göre amortisman yöntemlerden biri ile amortisman hesaplanmasına başlandıktan sonra, hesaplama şekli değiştirilemeyecektir. Mükelleflere, Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenen faydalı ömür süresinin iki katını ve elli yılı aşmamak, her yıl için aynı oran uygulanması şartıyla, daha uzun faydalı ömürler dikkate alınarak amortisman sürelerini uzatabilme imkânı getirilmektedir. Örneğin halihazırda jeneratörler 10 yılda amorti edilmekte olup yapılacak düzenlemeyle amortisman süresi 20 yıla kadar uzatılabilecektir. Bu durumda her yıl %5 amortisman oranı dikkate alınacak ve bu şekilde belirlenen amortisman süresi ve oranı, izleyen yıllarda değiştirilemeyecektir.
Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar şüpheli alacaktır ve giderleştirilebilmektedir. Ancak küçük alacaktan kastın ne olduğu belirsizdir. Yapılan düzenlemeyle dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük olan alacaklar için 3.000 TL’lik azami tutar belirlenerek bu konudaki belirsizlik ortadan kaldırılmaktadır. Ayrıca işletme hesabı esasında defter tutan mükelleflerin de şüpheli alacak hükümlerinden faydalanması sağlanmaktadır. İşletme hesabı esasında defter tutan mükellefler, şüpheli alacaklarını defterlerinin gider kısmına ve bunlardan sonradan tahsil edilen miktarları ise tahsil edildikleri dönemde defterlerinin gelir kısmına, hangi alacaklara ait olduğunu gösterecek şekilde, kaydedecektirler.
Amortismana tabi bir kıymetin satılmasından doğan kar, aynı türden bir kıymet alınması amacıyla vergilendirilmeden yenileme fonuna alınabilmektedir. Yenilme fonunun yeni düzenlemesine ilişkin özete aşağıda yer verilmiştir:
Ayrı fiiler nedeniyle vergi cezalarının artırımlı uygulanmasına yönelik olan tekerrüre yönelik düzenleme yeniden yapılmıştır. Yeni düzenlemenin özetine aşağıda yer verilmiştir:
Hali hazırda mükellefler kanun gereği vergi incelemesine başlandıktan sonra pişmanlık hükümlerinden faydalanarak beyanname verememektedir. Öngörülen düzenlemeyle mükelleflerin, haklarında yapılmakta olan vergi incelemesi ya da yapılan takdire sevk işlemine ilişkin vergi türünden farklı vergi türü için pişmanlıkla beyanname verebilmesi mümkün hale gelmektedir. Örneğin Kurumlar vergisi yönünden incelenen bir mükellef aynı döneme/dönemlere ilişkin KDV yönünden pişmanlık talepli beyanname verebilecektir.
Yapılan düzenlemeyle, 5.000 TL’yi aşan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları uzlaşma ve tarhiyat öncesi uzlaşma kapsamına alınmaktadır. 5.000 Türk lirasını aşmayan usulsüzlük ve özel usulsüzlük cezaları için VUK 376. maddesindeki indirim oranı %50 artırımlı olarak uygulanacaktır.
Sosyal içerik üreticileri olarak tanımlanan kişiler sosyal paylaşım ağları üzerinden; reklam gelirleri, sponsorluk ve satış gelirleri, bağışlar, hediyeler, bahşişler, ücretli abonelik gelirleri gibi çeşitli şekillerde kazanç elde edebilmektedirler. Yapılan düzenlemeyle birlikte internet ortamındaki sosyal ağ sağlayıcıları üzerinden metin, görüntü, ses, video gibi içerikler paylaşan sosyal içerik üreticilerinin bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar ile akıllı telefon veya tablet gibi mobil cihazlar için uygulama geliştirenlerin elektronik uygulama paylaşım ve satış platformları üzerinden elde ettikleri kazançlar gelir vergisinden müstesna olacaktır. Bu istisnadan faydalanılabilmesi için Türkiye’de kurulu bankalarda bir hesap açılması ve bu faaliyetlere ilişkin tüm hasılatın münhasıran bu hesap aracılığıyla tahsil edilmesi şarttır. Bankalar, bu kapsamda açılan hesaplara aktarılan hasılat tutarı üzerinden, aktarım tarihi itibarıyla %15 oranında gelir vergisi tevkifatı yapmak ve muhtasar beyannameyle beyan edip ödemekle yükümlüdür. Bu tutar üzerinden 94. madde kapsamında ayrıca tevkifat yapılmayacaktır. Mükelleflerin başka faaliyetlerinden kaynaklanan kazanç ya da iratlarının bulunması istisnadan faydalanmalarına engel değildir. İstisna kapsamındaki kazançları toplamı 103 üncü maddede yazılı tarifenin dördüncü gelir diliminde (2021 yılı için 650.000 TL) yer alan tutarı aşanlar ile faaliyete ilişkin tüm gelirlerini belirtilen şartlara göre tahsil etmeyenler bu istisnadan faydalanamayacaklardır.
Hazine ve Maliye Bakanlığına elektronik ortamda dijital vergi dairesinin kurulması ve mükelleflere hızlı ve etkin hizmet verilebilmesini sağlamak için düzenlemeler yapma konusunda yetki verilmektedir.
Gelir İdaresi Başkanlığının görev alanına ilişkin işlerde hizmet alımı yoluyla çalıştırılanlar ile hizmet alımı yapılanların ortak ve yöneticileri öğrendikleri sırlar ve gizli kalması gereken diğer hususlar açısından vergi mahremiyetine ilişkin mevzuattaki yazılı yasaklara, bu görevlerinden ayrılsalar dahi, uymak zorunda olacaktırlar.
Yapılan düzenleme ile yurtdışında yaşayanlara mevcut durumda Gelir idaresi Başkanlığı üzerinden yapılan tebligat sürecinin doğrudan vergi dairesi başkanlığı/defterdarlıklar tarafından yurtdışı temsilcilikler üzerinden yapılması sağlanmaktadır. Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilecektir.. Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye elçiliği veya konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılacaktır. Muhatap, Türkiye elçiliği veya konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılıp evrak bekletilmeksizin merciine iade edilecektir.
Yapılan düzenleme ile ilanen tebligat yapılması gerektiğinde ilan edilecek hususların Gelir idaresi Başkanlığı ve diğer idarelerin resmi internet siteleri üzerinden yapılması sağlanmaktadır.
Vergi incelemesinin incelemeyi yürüten inceleme elemanının dairesinde yapılması düzenlenmesi yapılırken incelemeye tabi olanın iş yerinde tespit yapılmasına ve çalışmalarda bulunulması da mümkündür. Vergi incelemesi süreci uzaktan yapılması mümkün hale gelmektedir. Başka önemli bir düzenlemeyse, vergi incelemesine alınanlara inceleme konusunun ve incelemeye başlanıldığının yazı ile bildirilmesi sağlanmasıdır. Bu yazının bir örneğinin de vergi dairesine iletilmesi öngörülmektedir.
Elektronik defterlerin tasdikiyle ilgili olarak vergi hukukunda herhangi bir açıklama bulunmamaktaydı. Yapılan düzenlemeyle birlikte; Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığınca müştereken belirlenen usul, esas ve süreler dahilinde elektronik ortamda tutulan defterler için berat alınması, elektronik ortamda tutulan diğer defterlerin ise Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından belirlenen usul, esas ve süreler dahilinde onaylanması VUK uygulamasında tasdik hükmünde sayılacaktır.
Damga vergisinden istisna edilen kâğıtların yer aldığı Kanuna ekli (2) sayılı tabloya iki ilave yapılması öngörülüyor. Bunlar: - Sermaye Piyasası Kanununun 31/B maddesi kapsamında teminat yöneticisinin taraf oldukları dâhil olmak üzere sermaye piyasası araçlarının ihracına konu teminatlara ilişkin olarak düzenlenen makbuz ve kâğıtlar, - Genel ve özel bütçeli idarelere, il özel idarelerine, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıklarına, belediyelere ve köylere yapılacak bağışlara ilişkin olarak ilgili idare ile bağışlayanlar arasında düzenlenen kâğıtlar. Ayrıca, yatırım izleme ve koordinasyon başkanlıkları, Damga Vergisi Kanunu uygulamasında resmi daire kapsamına alınmaktadır. Böylece bu başkanlıkların imzaladığı kâğıtların damga vergisi karşı tarafça ödenecektir.
Sosyal medya fenomenlerine sağlanan gelir vergisi istisnasıyla birlikte bu istisna kapsamında yapılan sosyal içerik üreticiliği ile mobil cihazlar için uygulama geliştiriciliği kazançları istisnası için yapılan teslim ve hizmet ifaları KDV’den istisna tutulmuş olup kısmi istisna söz konusu olacağı için iade talebi yapılamayacaktır.
ÖTV’ye tabi araçlar ile tütün mamullerine uygulanacak oranların belirlenmesi konusunda mevcut Kanunda Cumhurbaşkanına verilen kanuni oranı bir katına kadar artırma yetkisi üç katı olarak değiştirilirken Cumhurbaşkanı bu yetkisini ÖTV’ye tabi II sayılı listedeki mallar için matrah grubu oluşturarak bu malların matrah grupları ve motor gücü itibariyle de kullanabilecektir. ATV ve UTV araçlarının uygulamada ortaya çıkan G.T.İ.P numaraları karmaşasına çözüm getirmek, belirliliği sağlayarak bu araçların vergi dışı kalmasını önlemek amacıyla G.T.İ.P itibariyle oranları yeniden düzenlenmektedir. Ayrıca motorlu karavan oranları %45 olarak yeniden belirlenmektedir.
Varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince damga vergisi, harç ve KKDF istisnası uygulanmaktadır. Varlık yönetim şirketlerine kuruldukları takvim yılı ve bunu izleyen beş yıl süresince uygulanan damga vergisi, harç ve KKDF istisnası sürekli hale getirilmekte, söz konusu şirketlere tanınan banka ve sigorta muameleleri vergisine ilişkin istisna kaldırılmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 47 ve 48. maddelerinde yazılı şartları karşılayarak basit usulde vergilendirilen mükelleflerin ticari kazançları, gelir vergisinden istisna edilmektedir. İstisna kapsamındaki bu kazançlar için yıllık beyanname verilmeyecek ve diğer gelirler dolayısıyla beyanname verilmesi halinde de bu kazançlar beyannameye dâhil edilmeyecektir. Basit usulde vergilendirilen mükelleflerin ticari kazançlarının, gelir vergisi istisnası kapsamına alınması ve bu kazançlar için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilmeyecek olması nedeniyle, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden indirimi öngörülen engellilik indirimi ve yıllık kazanç indirimine ilişkin hükümler kaldırılmıştır. Ayrıca beyanname verme süresine ilişkin hüküm mevzuattan çıkarılmıştır.
Yapılan düzenlemeyle kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destekleme ödemeleri gelir vergisinden müstesna tutulmuştur. Kanunun yayımlandığı tarihten önce kamu kurum ve kuruluşları tarafından yapılan tarımsal destek ödemeleri üzerinden tevkif edilerek tahsil edilen gelir vergisi, çiftçilerin düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde tarha yetkili vergi dairelerine başvurmaları ve dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri şartıyla, hesaplanacak faiz ile birlikte red ve iade edilecektir.
Daha önce 01.01.2022 tarihine uzatılan Konaklama Vergisinin yürürlük tarihi 01.01.2023 tarihine uzatılmıştır.
Ülkemizin taraf olduğu çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmalarının karşılıklı anlaşma usulü maddesinin uygulanmasına yönelik olarak yapılan düzenlemeyle; usulüne uygun yürürlüğe konulmuş bir çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması hükümlerine aykırı olarak vergilendirildiği veya bu şekilde vergilendirileceğine ilişkin kuvvetli emareler bulunduğu iddiasıyla anlaşmanın “Karşılıklı Anlaşma Usulü” hükümlerine göre Gelir İdaresi Başkanlığına başvurabilecektir. Bu başvuru, anlaşmaya taraf diğer Akit Devlet yetkili makamları aracılığıyla da yapılabilecektir. Başvuru süresi, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasında yer alıyorsa bu süre olurken süre yer almıyorsa ihbarnamenin tebliğ edildiği, ihtirazi kayıtla verilen beyannamede verginin tahakkuk ettiği, vergi kesintisi yapıldığı durumda ise kesintinin yapıldığı tarihten itibaren anlaşmada öngörülen sürenin bitiminde, böyle bir süre yoksa üç yıl tamamlanınca sona erecektir. Başvurunun, Gelir İdaresi Başkanlığı ile diğer Akit Devletin yetkili makamı arasında anlaşmaya varılarak sonuçlandırılması hâlinde durum mükellefe bir yazı ile tebliğ edilecektir. Tebliğden itibaren 30 gün içinde mükellefin anlaşmayı kabul edip etmediğini Gelir İdaresi Başkanlığına bildirmesi şart olup bu süre içinde bildirimde bulunulmadığı takdirde, varılan anlaşma kabul edilmemiş sayılacaktır. Anlaşma sonucunun kabul edilmemesi veya kabul edilmemiş sayılması durumunda, otuz günlük sürenin bitiminden itibaren dava açma süresi yeniden işlemeye başlayacak ve vergi mahkemesi nezdinde dava açılabilecektir. Dava açma süresi, on beş günden az kalmış ise bu süre on beş gün olarak uzayacaktır. Gelir İdaresi Başkanlığı ile diğer Akit Devletin yetkili makamı arasında varılan anlaşmanın mükellef tarafından süresi içinde kabul edilmesi durumunda karşılıklı anlaşma vaki olur ve varılan anlaşmaya göre vergi ve cezalarda düzeltme yapılacaktır. Karşılıklı anlaşmanın vaki olduğu durumda üzerinde anlaşılan hususlar ve anlaşma uyarınca düzeltilen vergi ve cezalar hakkında dava açılamaz ve hiçbir mercie şikayette bulunulamaz, ceza indiriminden faydalanılamaz ve uzlaşma hükümlerinden yararlanılamayacaktır. Söz konusu vergi ve cezalar, düzeltme işleminin mükellefe tebliğ edildiği tarihten itibaren bir ay içerisinde ödenecektir. Düzeltme işlemine konu verginin tamamı ile cezaların yarısının bu süre zarfında ödenmesi halinde cezanın yarısı indirilecektir. Karşılıklı anlaşma başvurusundan önce dava açılmışsa dava, karşılıklı anlaşma usulü başvurusu sonuca bağlanmadan vergi mahkemelerince incelenmeyecek; herhangi bir sebeple incelenir ve karara bağlanırsa, karşılıklı anlaşma başvurusuna ilişkin sonuç dikkate alınacaktır. Karşılıklı anlaşmanın vaki olmaması halinde, durdurulmuş olan davanın görülmesine, vergi mahkemesinde devam olunacaktır. Karşılıklı anlaşma başvurusundan önce uzlaşma, karşılıklı anlaşma usulü başvurusunun sonuca bağlanmasına kadar ertelenecektir. Uzlaşmanın vaki olduğu durumda, tekrar karşılıklı anlaşma usulü başvurusunda bulunulamayacaktır. Uzlaşmanın vaki olmadığı durumda ise mükellef, tekrar karşılıklı anlaşma usulü başvurusunda bulunabilir. 7338 sayılı Vergi Usul Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Saygılarımızla…
|