2021/1547 K. 2023/340 T. 29.3.2023

VDDK., E. 2021/1547 K. 2023/340 T. 29.3.2023

T.C. Danıştay Başkanlığı - Vergi Dava Daireleri Kurulu
Esas No.: 2021/1547
Karar No.: 2023/340
Karar tarihi: 29.03.2023
 

T.C.

D A N I Ş T A Y

VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU

Esas No : 2021/1547

Karar No : 2023/340

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı

(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : …

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU :... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem: Davacı adına, gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan bir kısım faturayı kayıtlarına intikal ettirerek indirim konusu yaptığından bahisle düzenlenen vergi inceleme raporuna istinaden 2010 yılının Temmuz, Ağustos, Kasım ve Aralık dönemleri için re'sen tarh edilen katma değer vergileri ile vergilerin bir katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:

Uyuşmazlık konusu dönemde davacıya fatura düzenleyen … Vergi Dairesi mükellefi … hakkında tanzim olunan vergi tekniği raporunda, mükellefin kuruluşundan itibaren düzenlediği tüm faturaların gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı, komisyon karşılığı düzenlendiği belirtilmiştir.

Uyuşmazlık konusu dönemde davacıya fatura düzenleyen diğer bir mükellef olan … Vergi Dairesi mükellefi … hakkında tanzim olunan … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda şu tespitlere yer verilmiştir:

i. İnşaat ve elektrik malzemeleri toptan satışı işi ile iştigal etmek üzere 10/05/2010 tarihinde işe başlayan mükellefin mükellefiyet kaydı, 30/06/2011 tarihi itibarıyla iş yeri ve ikametgâh adresinde bulunamaması nedeniyle re'sen terkin edilmiştir.

ii. 17/05/2010 tarihli işe başlama yoklamasında iş yerinin 90 metrekare büyüklüğünde olduğu, 1 masa, 3 koltuk, 1 terazi bulunduğu, çalışan işçi olmadığı, 3.000,00 TL tutarında mal alışının bulunduğu tespit edilmiştir.

iii. 06/05/2011 tarihli yoklamaya ilişkin tutanakta iş yerinde koliler halinde mal olduğu, mülk sahibinin eşi tarafından, kiracıların iş yerinde sürekli kalmadıkları, 10-15 günde bir gelerek mal alıp gittikleri şeklinde beyanda bulunulduğu, muhasebecisinden mükellefin gelmesinin sağlanması ve mükellefiyeti ile ilgili bilgi istendiği halde gelen olmadığı belirtilmiştir.

iv. 06/06/2011 tarihli yoklamada iş yerinde faaliyetin sürdürülmekte olduğu, ancak iş yerinin sürekli kapalı olduğu, iş yeri sahibinin beyanına göre işyerinde koliler halinde mal olduğu, kiracıların 10-15 günde bir mal alıp gittikleri, iş yerinde çok fazla durmadıkları, iş yeri sürekli kapalı olduğundan istenilen tespitlerin yapılamadığı hususları tespit edilmiştir.

v. 09/08/2011 tarihli yoklamaya ilişkin tutanakta, komşusu tarafından, mükellefin adresinde olmadığı, iş yerinin 7-8 aydır kapalı olduğu, yeni adresinin bilinmediği, muhtarlıkta kaydına rastlanmadığı şeklinde beyanda bulunulduğu belirtilmiştir.

vi. 05/09/2011 tarihli yoklamada mükellefin belirtilen adreste olmadığı, iş yerinin kapalı olduğu, muhtarlıkta kaydının bulunmadığı hususları tespit edilmiştir.

vii. 01/11/2011 tarihinde ikametgâh adresinde yapılan yoklamada, mükellefin belirtilen adreste ikamet etmediği tespit edilmiştir.

viii. Defter ve belge isteme yazısı 29/04/2013 tarihinde mükellefin ikametgâh adresinde, aynı adreste ikamet eden annesine tebliğ edildiği halde herhangi bir bilgi ve belge ibraz edilmemiştir.

ix. 2010 yılı defterleri tasdikli olup 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin defter tasdik bilgilerine rastlanmamıştır.

x. Mükellefin de aralarında bulunduğu bir grup şüpheli ile ilgili olarak Akhisar Cumhuriyet Savcılığının soruşturma dosyası kapsamında Manisa Emniyet Müdürlüğü tarafından polis araştırması ve fiziki takip yapılmıştır.

xi. Mükellef bu kapsamda alınan ifadesinde, sigorta yaptırılacağı bahanesiyle nüfus cüzdanı fotokopisi, ikametgâh ve nüfus cüzdanı suretini Kadir isimli bir şahsa verdiği, ancak icra takiplerinin gelmesi üzerine adına kayıtlı telefon hatlarının olduğunu öğrendiği, belirtilen olaylarla ilgisi olmadığı şeklinde beyanda bulunmuştur.

xii. SMMM ... mükellef ile ilgili alınan ifadesinde, açılış işlemlerini kendisinin yapmadığı, mükellefin bizzat kendisinin defter ve evraklarını getirdiği, sadece 2010 yılının Mayıs, Haziran dönemlerine ilişkin katma değer vergisi beyannameleri ile 2010 yılının Nisan-Haziran dönemi muhtasar beyannamesini internet ortamında verdiği, 17/03/2010-06/06/2010 tarihleri arasında defterlerini tuttuğu, daha sonra çok sağlıklı bir mükellef olarak görünmediği için defter ve belgelerini iade ettiği şeklinde beyanda bulunmuştur.

xiii. Yoklamalarda mükellefin muhasebecisi olarak görünen ve 2010 yılının Temmuz dönemi katma değer vergisi beyannamesini elektronik ortamda veren şahsın mükellefiyeti sahte belge düzenleme fiilinden dolayı 31/10/2010 tarihinde re'sen sona erdirilmiştir.

xiv. Mükellef hiçbir dönem için gelir vergisi ve geçici vergi beyannamesi vermemiştir.

xv. İşletme defteri tuttuğu için Ba-Bs bildirim formu verme mecburiyeti bulunmamaktadır.

xvi. 2010 yılında 1 mükellef 137.416,00 TL tutarında, 2011 yılında ise 2 mükellef toplam 47.687,00 TL tutarında mükellefe mal sattığını beyan etmiştir.

xvii. 2010 yılında mükelleften mal veya hizmet satın aldığını beyan eden mükelleflerin Ba bildirim tutarı 34.775.375,00 TL'dir.

İnceleme elemanınca bu tespitlerden hareketle mükellefin düzenlediği tüm faturaların gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığı değerlendirmesinde bulunulmuştur.

Türk Vergi Hukuku maddi ve somut delillere dayalı, vergi adaletini sağlamayı amaçlayan kurallar içermektedir. Bu nedenle vergilemeye ilişkin kurallar varsayım ve kanaate dayalı vergileme yapılmasını önlemeye yönelik olarak düzenlenmiştir. Nitekim, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinde vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğuna vurgu yapılmıştır.

Buradan hareketle, vergiye tabi ve mükellefiyet kaydı bulunan bir satıcının düzenlediği tüm faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğunun ileri sürülmesi durumunda, söz konusu hususun somut verilerle ortaya konulması gerekmektedir. Yukarıda bahsi geçen mükellefler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporları incelendiğinde, bu mükelleflerce gerçek emtia teslimine dayanmayan fatura düzenlendiğine ilişkin emareler bulunmakta ise de bu raporlardan hareketle davacı adına düzenlenenler de dahil düzenlenen tüm faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşmak varsayıma dayalı bir yaklaşım olacaktır. Kaldı ki bu mükelleflerin, davacı adına düzenledikleri faturaların sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı olduğu hususu da davacı hakkında yapılan incelemede açık ve somut bir şekilde ortaya konulamamıştır.

Nitekim, davacının alış yaptığı tarihler itibarıyla mükelleflerin faaliyette bulunmadığı veya emtialarının olmadığı yönünde herhangi bir yoklama ve tespit bulunmamakla birlikte, söz konusu faturalarda yer alan katma değer vergilerinin toplam indirilecek katma değer vergisi içerisinde düşük bir orana isabet ettiği de dikkate alındığında, mükelleflerin söz konusu tarihler itibarıyla fatura içeriği teslimleri yapamayacağına yönelik kesin veriler bulunmadığı görülmektedir.

Bu durumda, davacının sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı fatura kullandığı hususu her türlü şüpheden uzak ve somut biçimde ortaya konulamadığından, dava konusu vergi ve cezalarda hukuka uygunluk görülmemiştir.

Vergi Mahkemesi, bu gerekçeyle dava konusu vergi ve cezaları kaldırmıştır.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dokuzuncu Dairesinin 05/11/2019 tarih ve E:2016/19745, K:2019/5453 sayılı kararı:

Vergi Mahkemesi kararının, cezalı tarhiyatın, ... isimli mükellef tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklanan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi hakkındaki inceleme:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, usul ve hukuka uygun olduğu anlaşılan hüküm fıkrasının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Vergi Mahkemesi kararının, cezalı tarhiyatın, ... isimli mükellef tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklanan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen temyiz istemi hakkındaki inceleme:

... hakkında tanzim olunan … tarih ve … Vergi Tekniği Raporu'nda mahkeme kararında belirtilenlere ek olarak şu tespitlere yer verilmiştir:

i. Mükellef, 2010 ve 2011 yıllarında toplam 14.483.270,13 TL katma değer vergisi beyan etmiştir.

ii. Beyan üzerine tahakkuk eden vergi borçları ödenmemiştir.

iii. 2010 ve 2011 yıllarında mükelleften mal alan mükellefler hakkında olumsuz tespitler bulunmaktadır.

iv. 2010 ila 2012 yıllarında mükelleften mal alan mükelleflerin Ba bildirim tutarları sırasıyla 34.775.375,00 TL, 33.513.663,00 TL ve 39.005,00 TL'dir.

Vergi tekniği raporundaki tespitler değerlendirildiğinde, kurulduğu tarihten itibaren düzenlenen faturalarda belirtilen hacimde ticaret yapacak organizasyona sahip olmayan, diğer bir ifadeyle yoklamalarda ticari faaliyetin varlığına karine teşkil eden, iş yeri, depo, nakil vasıtası, sermaye durumu, çalıştırılan işçi sayısı, bankacılık işlemleri gibi hususlarda hakkında herhangi bir tespit yapılamayan, yüksek tutarlarda fatura düzenlemesine karşın yasal sorumluluklarını yerine getirmeyen, Ba-Bs analizlerinde büyük uyumsuzluklar tespit edilen, faaliyet konusu ile uyumlu bir işin yapıldığı yönünde bir tespit yapılamayan mükelleften yapılan alımların gerçek bir mal teslimine dayandığının kabulüne olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda, dava konusu cezalı tarhiyatın, bahsi geçen mükellef tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklanan kısmında hukuka aykırılık görülmemiştir.

Karar sonucu:

Daire, bu gerekçeyle davalının temyiz istemini kısmen kabul ederek Vergi Mahkemesi kararının, cezalı tarhiyatın ... isimli mükellef tarafından düzenlenen faturalardan kaynaklanan kısmının kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasını bozmuş; davalının diğer temyiz istemini reddetmiştir.

Daire, davalının karar düzeltme istemini de reddetmiştir.

... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:

Vergi Mahkemesi, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle bozulan hüküm fıkrası yönünden ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Israr kararının hukuka aykırı olduğu belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay Dokuzuncu Dairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay Dokuzuncu Dairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/03/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.