5996 sayılı Kanununa göre kurulan ve kooperatif niteliğinde olan birliğin üye aidatı, soy kütüğü aidatları, vb. elde etmiş olduğu gelirlerin vergi kan

Özelge: 5996 sayılı Kanununa göre kurulan ve kooperatif
niteliğinde olan birliğin üye aidatı, soy kütüğü aidatları, vb.
elde etmiş olduğu gelirlerin vergi kanunlarında yer alan
muafiyet ve istisnalar çerçevesinde değerlendirilmesi hk.
Sayı: 
25947440-0010-5
Tarih: 
28/05/2014
 
T.C.
ISPARTA VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
 
   
Sayı : 25947440-0010-5 28/05/2014
Konu : 5996 sayılı Kanununa göre kurulan ve kooperatif  
niteliğinde olan birliğin üye aidatı, soy kütüğü aidatları,
vb. elde etmiş olduğu gelirlerin vergi kanunlarında yer
alan muafiyet ve istisnalar çerçevesinde değerlendirilmesi
 
İlgide kayıtlı yazınızda, Birliğinizin 28.02.2001 tarihli ve mülga 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununa
göre 04.05.2007 tarihinde kurulduğu ve faaliyetlerini 11.06.2010 tarihli ve 5996 sayılı Veteriner
Hizmetleri Bitki Sağlığı Gıda ve Yem Kanununa göre sürdürdüğü, 25.11.2011 tarihinden sonra
Birliğin ana sözleşmesinin 5996 sayılı Kanun çerçevesinde değiştirildiği ve bu değişiklikler
nedeniyle vergilendirme açısından bazı tereddütlerin hasıl olduğu belirtilmiş olup Birliğinizin üye
aidatı, soy kütüğü aidatları, birlik üyelerinize damızlık ve diğer hayvanların temin edilmesi ve
satılması, destekleme dağıtımlardan yapılan kesintiler, küpe satış ve küpe güncelleme, küpeleme
hizmeti gelirleri,  üyelerinize damızlık hizmetleri verilmesi ve ana sözleşmede bulunan diğer
hizmetlerden elde etmiş olduğu gelirlerin vergi kanunlarında yer alan muafiyet ve istisnalar
çerçevesinde değerlendirilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu 13.06.2010 tarihli ve 27610
sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve bu Kanunun yayımı tarihinden 6 ay sonra
4631 sayılı Hayvan Islah Kanununun yürürlükten kaldırılması öngörülmüştür. Ayrıca, 5996 sayılı
Kanunun uygulanmasına ilişkin olarak Kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç onsekiz ay içinde
hazırlanacak yönetmelikler yürürlüğe girinceye kadar, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununun bu
Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlanmıştır.
Mülga 4631 sayılı Hayvan Islah Kanununun 4 üncü maddesinde; ıslah, yetiştirme ve pazarlama
amacı ile tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi kooperatif nitelikli birlikler
kurulabileceği, bu birliklerin merkez birliği şeklinde örgütlenebilecekleri, bu Kanuna göre kurulan
birliklerin 24.4.1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere
sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanacağı belirtilmiştir.
Diğer taraftan, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 10 uncu
maddesinin altıncı fıkrasında; gerçek veya tüzel kişilerin, hayvan gen kaynaklarının korunması,
ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik özel hukuk hükümlerine tabi
birlikler şeklinde organizasyonlar kurabileceği, bu organizasyonların 24.4.1969 tarihli ve 1163
sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç
muafiyetinden aynı koşullarla yararlanacakları hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümlerden anlaşılacağı üzere; mülga 4631 sayılı Kanun ve 5996 sayılı Kanun kapsamındakurulan birlikler, tüzel kişiliğe sahip olan özel hukuk hükümlerine tabi kooperatif nitelikli
birliklerdir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde kooperatifler, kurumlar vergisi
mükellefleri arasında sayılmış olup, aynı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde
de kooperatiflerin, esas mukavelelerinde; sermaye üzerinden kazanç dağıtılmaması, yönetim kurulu
başkan ve üyelerine kazanç üzerinden hisse verilmemesi, yedek akçelerin dağıtılmaması ve
münhasıran ortaklar ile iş görülmesine dair hükümler bulunması şartı ile kurumlar vergisinden
muaf olacakları hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, aynı bendin parantez içi hükmünde; esas
mukavelelerinde yukarıdaki şartlar mevcut olmakla beraber fiilen bu kayıt ve şartlara uymayan
kooperatiflerin muafiyetten faydalanamayacağı belirtilmiştir.
1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "4.13. Kooperatifler" başlıklı bölümünde de
açıklandığı üzere, kooperatifler ortaklarının belirli ekonomik çıkarlarının ve özellikle meslek ve
geçimlerine ait ihtiyaçlarının sağlanıp korunmasını amaçladıkları için faaliyetin normal olarak
sadece ortaklarla sınırlı olması gerekmektedir. Bu nedenle, bir kooperatifin kurumlar vergisi
muafiyetinden yararlanabilmesi için ana sözleşmesinde sadece ortaklarla iş görülmesine ilişkin
hüküm bulunması ve fiilen de bu hükme uyulması gerekmektedir. Ortak dışı işlemler, ortak
olmayanlarla yapılan işlemleri ifade ettiği gibi, kooperatif amacı dışındaki işlerin ortaklarla
yapılmasını da ifade etmektedir.
Bu hüküm ve açıklamalar kapsamında; 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda Ve Yem
Kanununa göre kurulan ve kooperatif niteliğinde olan Birliğin, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi
Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (k) bendinde belirtilen şartları topluca taşıması
kaydıyla, kurumlar vergisi muafiyetinden yararlanması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, birliğiniz tarafından birlik üyesi olmayan kişilere damızlık ve diğer hayvanların satışı, küpe
satışı, ücret karşılığı danışmanlık hizmeti vb. hizmetler verilmesi, üyelerinize dağıtılan desteklerden
pay alınması nedeniyle ortak dışı işlemde bulunulmuş olunacağından, bu işlemlerin yapıldığı
tarihten itibaren kurumlar vergisi mükellefiyetinin tesisi gerekmektedir.
GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 94 üncü maddesinde, kimlerin vergi tevkifatı yapmakla yükümlü
oldukları sayılmış, 11 numaralı bendinde de çiftçilerden satın alınan zirai ürünlerin alış bedeli
üzerinden bu çiftçilerin gelir vergilerine mahsuben tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Söz
konusu tevkifat oranları Bakanlar Kurulunun 12/1/2009 tarihli ve 2009/14592 sayılı kararı ile
1/1/2009 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere hayvanlar ve bunların ürünleri ile kara ve su
avcılığı ürünleri için % 2, diğer zirai ürünler için ise % 4, ticaret borsalarında tescil ettirilerek satın
alınan hayvan ve hayvansal ürünlerde % 1, diğer zirai ürünlerde ise % 2 olarak belirlenmiştir.
Aynı Kanunun 98 inci maddesinde ise; 94 üncü madde gereğince vergi tevkifatı yapmaya mecbur
olanların bir ay içinde yaptıkları ödemeler veya tahakkuk ettirdikleri karlar ve iratlar ile bunlardan
tevkif ettikleri vergileri ertesi ayın yirmi üçüncü günü akşamına kadar, ödeme veya tahakkukun
yapıldığı yerin bağlı olduğu vergi dairesine bildirmeye mecbur oldukları hüküm altına alınmıştır.
Konuyla ilgili olarak, 15.09.1990 tarihli ve 20636 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 164 seri no.lu
Gelir Vergisi Genel Tebliğinde, zirai ürünlerin alımında yapılacak gelir vergisi tevkifatı ve müteselsil
sorumluluk konusunda ayrıntılı açıklamalar yapılmıştır. Anılan Tebliğin ''1. Destekleme Alımı Yapan
Kamu Kurum ve Kuruluşlarının, Zirai Ürün Alımlarında Yapacakları Gelir Vergisi Tevkifatı ve
Müteselsil Sorumluluk'' başlıklı bölümünde yapılan açıklamalara göre, destekleme alımı yapan
kamu kurum ve kuruluşları (Tarım Satış Kooperatifleri Birlikleri ve benzerleri dahil), gerek
çiftçilerden gerekse çiftçi dışındaki kişi ve kuruluşlardan destekleme kapsamına girsin veya
girmesin, satın aldıkları tüm zirai ürünlerin alış bedelleri üzerinden gelir vergisi tevkifatı
yapacaklardır. Anılan Tebliğin 2 nci bölümünde de, destekleme alımı yapmayan, ancak zirai ürün
işleyerek imalat faaliyetinde bulunan kamu kurum ve kuruluşları ile imalatçı olmamakla beraber
faaliyet konusu itibariyle zirai ürün alım satımında bulunan kamu kurum ve kuruluşlarının ziraiürün alımlarında gelir vergisi tevkifatı yapmak zorunda oldukları belirtilmiştir.
Diğer taraftan anılan Tebliğin ''10 .Gelir Vergisi Tevkifatının Yapılmayacağı Durumlar ve Müteselsil
Sorumluluktan Kurtulma'' başlıklı bölümünde de; "Satın aldığı zirai ürünler dolayısıyla tevkifat
yapmak zorunda olan kamu kurum ve kuruluşlarından ve borsalardan zirai ürün satın alanların,
satın aldıkları bu ürünlerle ilgili olarak ödenmesi gereken gelir vergisi dolayısıyla müteselsil
sorumlulukları yoktur. Dolayısıyla, söz konusu kurum, kuruluş ve kişilerden satın alınacak zirai
ürünlerin alım bedelleri üzerinden herhangi bir tevkifat yapılması söz konusu değildir."
açıklamasına yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri çerçevesinde, Birliğiniz, zirai ürün alımı yapan kamu kurum
kuruluşları gibi, gerek çiftçiden (borsada tescil edilerek çiftçilerden satın alınanlar dahil), gerekse
çiftçi dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlardan (destekleme alımı yapan kamu kurum ve kuruluşları ile
zirai ürün alımında bulunan kamu kuruluşlarından ve borsada tescil ettirilerek satın alınanlar hariç)
satın aldığı tüm zirai ürünler için gelir vergisi tevkifatı yapmak ve söz konusu tevkifatları Birlik
adına ödeme veya tahakkukun yapıldığı yer vergi dairesine muhtasar beyanname ile beyan etmek
zorundadır.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
KDV Kanununun 1/1 inci maddesinde; Türkiye'de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek
faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin, aynı maddenin 3/g bendinde de; genel ve
katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri
birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan
veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşların veya
bunlara ait veya tabi diğer müesseselerin ticari, sınai, zirai ve mesleki nitelikteki teslim ve
hizmetlerinin KDV ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
60 Seri No.lu KDV Sirkülerinin "3.6.3. Tarımsal Amaçlı Kooperatiflerde KDV Uygulaması" başlıklı
bölümünde;
Tarımsal amaçlı kooperatiflere bedelsiz olarak yapılan her türlü teslim ve hizmetler KDV
Kanununun 17/2-b maddesi; bu kooperatiflerin gerçek usulde gelir vergisine tabi olmayan
çiftçilerden yapmış olduğu mal ve hizmet alımları ise KDV Kanununun 17/4-b maddesi hükmü
uyarınca KDV den müstesnadır.
4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununun 4 üncü maddesi kapsamında hayvan ıslahı, yetiştirme ve
pazarlama amacı ile tüzel kişiliğe sahip özel hukuk hükümlerine tabi kooperatif nitelikli olarak
kurulan birlikler Kurumlar Vergisi Kanunu ve KDV Kanununun 17/1-a ve 17/4-h maddeleri
hükümlerinin uygulaması bakımından kooperatif olarak değerlendirilmektedir.
KDV Kanununun 17/1-a maddesinde ifade edilen tarımı yaymak, ıslah ve teşvik amacı, toprak
analizleri; tarla denemeleri; zirai araştırmaların yapılması; hububat sebze ve meyve üzerine yapılan
araştırma, inceleme ve ıslah çalışması; zirai mahsullerin muayene edilmesi, fumigasyona tabi
tutulması; damızlık tohum ve hayvan yetiştirilmesi; orman yollarının yapılması; damızlık hayvan,
damızlık fide, fidan, bağ çubuğu, tohum ve faydalı böcekler gibi teslim ve hizmetleri kapsamaktadır.
Dolayısıyla, 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanununun 4 üncü maddesine göre kurulan birliklerin tarımı
yaymak, ıslah ve teşvik etmek amacıyla yaptıkları ve yukarıda belirtilen teslim ve hizmetleri KDV
Kanununun 17/1-a maddesi, arazi ıslahına ait yapmış oldukları hizmetler ise aynı Kanunun 17/4-h
maddesi uyarınca KDV den istisna olacaktır." açıklaması yer almaktadır.
Öte yandan, söz konusu Tebliğin "1.3. Aidatlar" başlıklı bölümünde, üyelerden veya katılımcılardan
alınan aidatların, herhangi bir teslim veya hizmetin karşılığını teşkil etmemek şartıyla KDV nin
konusuna girmeyeceği, ancak kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan bir kooperatifin ticari
nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan ve kurum kazancının bir unsuru sayılan aidat
ödemelerinin KDV ye tabi tutulacağı, kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunmayan kooperatifin ortak
giderleri karşılamak (üyelerin güvenlik, bahçıvanlık, havuz ve sosyal tesislerin bakımı, elektrik ve sugibi ihtiyaçlarının giderilmesi) amacıyla tahsil edeceği aidatların ise ticari mahiyet arz
etmediğinden KDV ye tabi tutulmayacağı belirtilmiştir.
Buna göre;
            - tarımsal amaçlı kooperatif kapsamında yer alan Birliğinizce üyelere yapılan damızlık
havyam teslimi Kanununun 17/1-a maddesi gereğince KDV den istisnadır.
            -Birliğinizin ticari nitelikteki teslim ve hizmetlerinin karşılığında yapılan aidat ödemelerinin
KDV ye tabi tutulması gerekmektedir. Ancak, Birliğinizin kurumlar vergisi mükellefiyeti
bulunmaması şartıyla ortak giderleri karşılamak amacıyla tahsil edeceği aidatlar ticari mahiyet arz
etmediğinden KDV ye tabi tutulmayacaktır.
            -birlik üyelerine damızlık hayvan dışında hayvanların satılması, küpe satışı, küpe güncelleme
ve küpeleme hizmeti, üyelere verilen danışmanlık hizmetinin Kanununun 17/1-a maddesi
çerçevesinde değerlendirilmesi mümkün bulunmadığından, söz konusu hizmetler ve teslimlerin
genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabi tutulması gerekmektedir.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 172 nci maddesinde, ticaret şirketlerinin defter tutmaya mecbur
oldukları, 176 ncı maddesinde tüccarların defter tutma bakımından iki sınıfa ayrılmış oldukları ve I
inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre; II nci sınıf tüccarların işletme hesabı esasına göre defter
tutacakları, 177 nci maddesinin 4 üncü bendinde, her türlü ticaret şirketlerinin I inci sınıfa dahil
oldukları hüküm altına alınmış, 182 nci maddede bilanço esasında tutulacak defterler sayılmış, 220
nci maddede ise tasdike tabi defterlere ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Ayrıca, Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça, bu
Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların
tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış olup, kayıtların tevsikinde kullanılacak belgeler de aynı
Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde düzenlenmiştir.
Mezkur Kanunun 229 uncu maddesinde fatura, "...satılan emtia veya yapılan iş karşılığında
müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından
müşteriye verilen ticari vesikadır." şeklinde tanımlanmış, 232 nci maddesinde ise fatura kullanmak
mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.
Buna göre, 5996 sayılı Kanuna göre kurulan ve kooperatif niteliğinde bulunan Birliğin kurumlar
vergisi veya katma değer vergisi yönünden mükellefiyetinin bulunması halinde, Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre defter tutma zorunluluğu bulunmaktadır. Bununla birlikte, kooperatiflerin
uygulayacakları muhasebe usulüne ve defter tutma yükümlülüğüne ilişkin ilgili mevzuat hükümleri
de saklıdır.
Öte yandan, adı geçen Birliğin kurumlar veya katma değer vergisi mükellefiyetinin bulunması
halinde, Vergi Usul Kanununa göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelerine
ait olan kayıtlarını aynı Kanunun 229 uncu ve müteakip maddelerinde sayılan belgelerle tevsik
edeceği tabiidir.
HARÇLAR KANUNU YÖNÜNDEN:
492 sayılı Harçlar Kanununun 123 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "Özel kanunlarla harçtan
muaf tutulan kişilerle istisna edilen işlemlerden harç alınmaz." hükmü yer almaktadır.
Öte yandan, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 10 uncu
maddesinin altıncı fıkrasında; "Gerçek veya tüzel kişiler, hayvan gen kaynaklarının korunması,
ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik özel hukuk hükümlerine tabi
birlikler şeklinde organizasyonlar kurabilir. Bu organizasyonlar, 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı
Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetindenaynı koşullarla yararlanır." hükmü yer almaktadır.
Diğer taraftan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun muafiyetler başlıklı 93 üncü maddesinde, "1.
Kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve Türkiye Milli Kooperatifler
Birliği;
a) Birbirlerinden ve ortaklarından aldıkları faiz ve komüsyonlar ile ortaklarına kefalet etmeleri
dolayısiyle bunlardan aldıkları paralar, banka ve Sigorta Muameleleri Vergisinden,
b) Her nevi defterlerin ve anasözleşmelerin tasdiki ve açılış tasdiklerinde sayfalarının
mühürlenmesi her nevi harçtan ve Damga Vergisinden,
c) Kiraya verilmediği veya irat getirmiyen bir cihete tahsis edilmediği müddetçe sahip oldukları
gayrimenkul mallar üzerinden alınacak her türlü vergilerden,
d) Ortakların temlik edecekleri gayrimenkuller her türlü vergi ve harcından,
Muaftır."
hükmü yer almaktadır.
Yukarıdaki Kanun hükümlerinin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, hayvan gen kaynaklarının
korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama amacına yönelik kurulan
organizasyonların 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan kooperatiflere sağlanan her
türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanacağı belirtilmiş olup 1163 sayılı
Kooperatifler Kanununun 93 üncü maddesinde, kooperatiflerin hangi işlemlerinin harçtan muaf
tutulacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 93 üncü maddesinde harç istisnası kapsamında
bulunan işlemlerden birliğinizin muaf tutulması gerekmektedir.
DAMGA VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesinde, bu Kanuna ekli (1) sayılı tabloda yazılı
kağıtların damga vergisine tabi olduğu; 9 uncu maddesinde, bu Kanuna ekli (2) sayılı tabloda yazılı
kağıtların damga vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanuna ekli (2) sayılı tablonun "V-Kurumlarla ilgili kağıtlar" başlıklı bölümünün 15 inci
fıkrasında, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri ve Tarım Kredi Kooperatiflerinin her türlü
muamelelerinde düzenlenen ve damga vergisi bunlar tarafından ödenmesi gereken kağıtların
damga vergisinden istisna olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 5996 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (6) numaralı fıkrasında, gerçek veya tüzel
kişiler, hayvan gen kaynaklarının korunması, ıslahı, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve pazarlama
amacına yönelik özel hukuk hükümlerine tabi birlikler şeklinde organizasyonlar kurabileceği, bu
organizasyonların, 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununa göre kurulan
kooperatiflere sağlanan her türlü vergi ve harç muafiyetinden aynı koşullarla yararlanacağı; 1163
sayılı Kooperatifler Kanununun 13 üncü maddesinde, yönetim kurulunun, ana sözleşmeye uygun
olarak yapılacak isteğe rağmen bir ortağın kooperatiften istifasını kabulden kaçınması durumunda,
ortak tarafından çıkma dileğinin noter aracılığı ile kooperatife bildirileceği; 93 üncü maddesinin 1
inci fıkrasının (b) bendinde, kooperatifler, kooperatif birlikleri, kooperatif merkez birlikleri ve
Türkiye Milli Kooperatifler Birliği'nin her nevi defterlerin ve ana sözleşmelerin tasdiki ve açılış
tasdiklerinde sayfalarının mühürlenmesinin her nevi harçtan ve damga vergisinden muaf olacağı;
aynı fıkranın (e) bendinde ise, 13 üncü madde gereğince verilecek bildirinin damga vergisine, diğer
harç ve resimlere tabi olmayacağı hükümleri yer almaktadır.
Buna göre, Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri ile Tarım Kredi Kooperatiflerinin 488 sayılı
Damga Vergisi Kanununa ekli (2) sayılı tablonun V/15 fıkrası hükmü uyarınca damga vergisimuafiyeti bulunmakta olup, bu kapsamda yer almadığı anlaşılan Birliğinizin, sadece 1163 sayılı
Kanunun 93 üncü maddesinde belirtilen defter ve ana sözleşmeleri ile açılış tasdikleri ile
ortaklıktan ayrılma bildirimine ilişkin işlemlerinden dolayı damga vergisinden muaf tutulması
gerekmektedir.
Diğer taraftan, 488 sayılı Damga Vergisi Kanununun 1 inci maddesi uyarınca Damga Vergisi
Kanununa ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıtlar damga vergisinin konusunu oluşturmakta olup,
somut olaya ilişkin olarak düzenlenen kağıt örnekleri ile başvurulması durumunda ayrıca
değerlendirme yapılabilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.