Bağışa dayalı emekli gelir sisteminden sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle ayrılan kişinin elde ettiği gelirin vergilendirilmesi hk.

Özelge: Bağışa dayalı emekli gelir sisteminden sözleşmenin
feshedilmesi nedeniyle ayrılan kişinin elde ettiği gelirin
vergilendirilmesi hk.
Sayı: 
62030549-120[75-2012/483]-96
Tarih: 
28/01/2013
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü
 
Sayı :62030549-120[75-2012/483]-96 28/01/2013
Konu :Bağışa dayalı emekli gelir sisteminden sözleşmenin  
feshedilmesi nedeniyle ayrılan kişinin elde ettiği gelirin
vergilendirilmesi.
 
            İlgi (a)'da kayıtlı özelge talep formunda, üyesi olduğunuz Ordu Yardımlaşma Kurumu
(OYAK) bünyesindeki "Bağışa Dayalı Emekli Geliri Sistemi"ne katıldığınızı, söz konusu kurum
tarafından % 10 olan garanti gelir oranının % 5'e düşürülmesi yönünde karar alındığını, bu hükmü
kabul etmeyen katılımcılara ise sistemden ayrılma hakkı verildiğini, sistemden 13/10/2011 tarihinde
ayrılmanız karşılığında tarafınıza 26.237,37.-TL'si bağış, 24.677,42.-TL'si de bağışlanan miktar
karşılığı çıkış tarihi itibarıyla oluşan nema olmak üzere toplam 50.914,79.-TL ödeme yapıldığını
belirterek tarafınıza ödenen nemanın alacak faizi olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği ve
söz konusu gelir için yıllık gelir vergisi beyannamesi verilip verilmeyeceği ile beyanname verilmesi
durumunda 2011 takvim yılında elde edilen kira geliri için verilen yıllık gelir vergisi
beyannamesinin düzeltilerek kira geliri elde edilen gayrimenkul için ödenen faiz, gayrimenkulün
iktisap bedelinin % 5'i ile amortisman bedelinin OYAK tarafından ödenen nemadan gider olarak
indirilip indirilmeyeceği hususunda bilgi talep ettiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız
görüşleri aşağıda açıklanmıştır.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 75'inci maddesinin birinci fıkrasında, sahibinin ticari,
zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden
müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye
iradı olduğu hüküm altına alınmıştır.
            Anılan maddenin ikinci fıkrasının (6) numaralı bendinde de; "Her nevi alacak faizleri (Adi,
imtiyazlı, rehinli, senetli alacaklarla carî hesap alacaklarından doğan faizler ve kamu
tüzelkişilerince borçlanılan ve senede bağlanmış olan meblağlar için ödenen faizler dahil.)"
hükmüne yer verilmek suretiyle alacak faizinin menkul sermaye iradı sayılacağı belirtilmiştir.
            Ayrıca, aynı Kanun'un vergi tevkifatına ilişkin 94'üncü maddesinde, alacak faizlerinden vergi
tevkifatı yapılacağına dair bir hükme yer verilmemiştir.
            Diğer taraftan, Gelir Vergisi Kanunu'nun 70'inci maddesinde gayrimenkul sermaye iradının
tarifi yapılmış olup, anılan maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, binaların sahipleri
tarafından kiraya verilmesinden elde edilen iratların gayrimenkul sermaye iradı olduğuaçıklanmıştır.
            Aynı Kanun'un 74'üncü maddesinde; "Safi iradın bulunması için, 21'inci maddeye göre
istisna edilen gayrisafi hasılata isabet edenler hariç olmak üzere gayrisafi hasılattan aşağıda yazılı
giderler indirilir:
            ...
            4. Kiraya verilen mal ve haklar dolayısıyla yapılan ve bunlara sarf olunan borçların faizleri
ile konut olarak kiraya verilen bir adet gayrimenkulün iktisap yılından itibaren beş yıl süre ile
iktisap bedelinin % 5'i (İktisap bedelinin % 5'i tutarındaki bu indirim, sadece ilgili gayrimenkule ait
hasılata uygulanır. Ancak, indirilmeyen kısım 88'inci maddenin 3'üncü fıkrasının uygulanmasında
gider fazlalığı sayılmaz),
            ...
            6. Kiraya verilen mal ve haklar için ayrılan amortismanlar (Amortismana tabi değer, malum
ise maliyet bedeli, malum değilse, bina ve arazi için vergi değeri, diğer mallar için Vergi Usul
Kanununun 267'nci maddesinin 3'üncü sırasına göre tespit edilen emsal değeridir);
            ...
            Mükellefler (hakları kiraya verenler hariç) diledikleri takdirde yukarıda yazılı giderlere
karşılık olmak üzere hasılatlarından %25'ini götürü olarak indirebilirler. Götürü gider usulünü
kabul edenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler." hükümlerine yer verilmiştir.
            Diğer taraftan, aynı Kanun'un 88'inci maddesinde; "Gelirin toplanmasında gelir
kaynaklarının bir kısmından hasıl olan zararlar  (80'inci maddede yazılı diğer kazanç ve iratlardan
doğanlar hariç) diğer kaynakların kazanç ve iratlarına mahsup edilir.
            Bu mahsup neticesinde kapatılmayan zarar kısmı, müteakip yılların gelirinden indirilir. Arka
arkaya beş yıl içinde mahsup edilmeyen zarar bakiyesi müteakip yıllara naklolunamaz.
            Menkul ve gayrimenkul sermaye iratlarında, gider fazlalığından doğanlar hariç, sermayede
vukua gelen eksilmeler zarar addolunmaz." şeklinde hükme bağlanmıştır.
            Bu hükümlerden de anlaşılacağı üzere, gayrimenkul sermaye iradına konu olan sermayenin
kendisinde meydana gelen eksilmeler, zarar sayılmamakta ve iradın gayri safi miktarının tespitinde
gider olarak kabul edilmemektedir. Gayrimenkul sermaye iradının safi tutarının hesabında
giderlerin fazlalığı dolayısıyla doğan zararlar ise gelecek yıllarda beyan edilen gelirlerden gider
olarak düşülebilmektedir.
            Ancak, kiraya verilen konutun iktisap bedelinin % 5'i tutarındaki indirimin kira gelirinden
indirilemeyen kısmı, Gelir Vergisi Kanunu'nun 88'inci maddenin 3'üncü fıkrası uyarınca gider
fazlalığı sayılmadığından zarar olarak beyan edilmesi ve sonraki yıllarda indirim konusu yapılması
mümkün değildir.
            Diğer taraftan,  gider olarak yazılacak amortisman tutarının hesaplanmasında; amortismana
tabi değer olarak, biliniyorsa maliyet bedeli, bilinmiyorsa vergi değerinin esas alınması
gerekmektedir.
            Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 315'inci maddesinde; "Mükellefler
amortismana tâbi iktisadî kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilân edeceği oranlar üzerinden
itfa ederler. İlân edilecek oranların tespitinde iktisadî kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır."
denilmiş, anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi
kıymetler için uygulanacak "Faydalı ömür ve Amortisman oranları" tesbit edilmiş ve bu oranlar 339,
365, 389, 399 ve 406 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 sıra no.lu Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliği eki listede açıklanmıştır.            Bu itibarla, gayrimenkul sermaye iradına kaynak teşkil eden konutların, 333 sıra no.lu Vergi
Usul Kanunu Genel Tebliğ eki listenin "1.4.İkamet olarak kullanımdan kiralık hale getirilen evler"
kısmında yer verilen 50 yıl ve % 2,00 amortisman oranı ile amortismana tabi tutulması
gerekmektedir.
            Buna göre, "Bağışa Dayalı Emekli Geliri Sistemi"nden ayrılmanız karşılığında, tarafınıza
yapılan rezerv ödemesinin nemalandırılan kısmının, alacak faizi olarak değerlendirilmesi ve söz
konusu ödemelerin anılan Kanun'un 85'inci ve 86'ncı maddeleri uyarınca tevkifata ve istisnaya konu
olmayan menkul sermaye iradları için öngörülen beyan haddini (2011 yılı için 1.170,00.-TL) aşmış
olması nedeniyle tamamının yıllık beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
            Ayrıca, beyanname verilmiş ise 2010 takvim yılı yıllık gelir vergisi beyannamesinde götürü
gider usulünden yararlanılmamış olması ve düzeltme hükümlerine göre 2012 yılı sonuna kadar
verilecek 2011 takvim yılı gelir vergisi beyannamesinde gerçek gider usulünün seçilmesi halinde,
gayrimenkul sermaye iradından indirim konusu yapılamayan kiraya verilen konut için ödenen kredi
faizi ile bu konut için hesaplanan amortisman bedelinin (istisna edilen gayrisafi hâsılata isabet
kısmı hariç olmak üzere) verilecek düzeltme beyannamesinde alacak faizi gelirinden indirim konusu
yapılması mümkün bulunmaktadır. Ancak, gayrimenkul sermaye iradından indirim konusu
yapılamayan gider fazlalığı sayılmayan konutun iktisap bedelinin % 5'lik kısmının ise verilecek
düzeltme beyannamesinde alacak faizi gelirinden indirim konusu yapılması mümkün değildir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.