Bayinin kendisine ait kredi kartı ile kendi POS cihazından ana firmaya ödeme yapıp yapamayacağı

Bayinin kendisine ait kredi kartı ile kendi POS cihazından
ana firmaya ödeme yapıp yapamayacağı
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.34.19.02-105[MÜK257-2015/VUK1-18375]-77621
Tarih: 
20/03/2017
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
   
Sayı : 11395140-105[MÜK257-2015/VUK1-18375]-77621 20.03.2017
Konu : Bayinin kendisine ait kredi kartı ile kendi POS cihazından  
ana firmaya ödeme yapıp yapamayacağı
 
İlgide kayıtlı özelge talep formunuz ve dilekçenizde; son kullanıcıya yapılan satışlara ilişkin sanal
POS cihazlarından sadece mal karşılığı işlem yapılacağı manuel çekim yapılamayacağı, alt bayiye
ait sanal POS cihazının ana bayinin sanal POS cihazına entegre edileceği, internet üzerinden
yapacağınız ödemelerin ana firmanın hesabına geçeceği bu durumda ana firmaya yapılan
ödemelerin ve kendi satışlarınıza ilişkin tahsilatların POS raporlarında alt bayinin (firmanızın) POS
cirosunda gözükeceği belirtilerek bu ödemelerin KDV Beyannamesinde ne şekilde ayırt edileceği ve
kendi kredi kartınız ile kendi POS cihazınızdan yapılan ve ana bayiye aktarılan tutarların ana firma
tarafından POS cirosunda ne şekilde gösterileceği ana bayiye bu sistem ile para aktarımı
durumunda cezai müeyyide uygulanıp uygulanmayacağı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep
edilmektedir.
213  sayılı  Vergi  Usul  Kanununun  3  üncü  maddesinin  "İspat"  başlıklı  (B)  bölümünde,
vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas
olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü
delille ispatlanabileceği, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre
normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde ispat külfetinin bunu iddia eden
tarafa ait olduğu hüküm altına alınmıştır.
Aynı Kanunun 227 nci maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan
ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait kayıtların tevsikinin mecburi olduğu, 231
inci maddesinin 5 numaralı bendinde faturanın, malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten
itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği hükme bağlanmış olup aynı Kanunun 229-242 nci
maddelerinde de bu Kanuna göre düzenlenmesi ve alınması gereken vesikalara ait hükümler yer
verilmiştir.
Anılan Kanunun mükerrer 257 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) numaralı bendi ile Maliye
Bakanlığına, mükelleflere muameleleri ile ilgili tahsilat ve ödemelerini banka, benzeri finans
kurumları veya posta idarelerince düzenlenen belgelerle tevsik etmeleri zorunluluğunu getirme ve
bu zorunluluğun kapsamını ve uygulamaya ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi verilmiştir.
Kredi kartları, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alım olanağı sağlayan ve satışa konu
mal veya hizmetin bedelinin tahsilinde kullanılan bir araç olup kredi kartıyla yapılan her tahsilatın,
işletme tarafından yapılan bir mal satışı veya sunulan hizmete ilişkin olduğu kabul edilir.
Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun 1/1 inci maddesinde; ticari,
sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde Türkiye'de yapılan teslim ve hizmetlerin
KDV'ye tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.Konu ile ilgili olarak 60 No.lu KDV Sirkülerinin "7.2. Kredi Kartı ile Yapılan Tahsilatların Beyanı"
başlıklı bölümünde; "Kredi kartı, satışa konu mal veya hizmetin bedelinin tahsilinde kullanılmakta
olup, kredi kartıyla yapılan tahsilatın, işletme tarafından yapılan bir mal satışı veya sunulan hizmete
ilişkin olduğu kabul edilir. Buna göre fatura, mükellefler tarafından yapılan tahsilata değil, KDV
uygulamasında tahsilatın ait olduğu teslim veya hizmetin Vergi Usul Kanununda belirtildiği şekilde
belgelendirilmesine yönelik olarak düzenlenmektedir.
KDV Kanununun 42 nci maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak Bakanlığımızca şekil ve muhtevası
belirlenen 1 No.lu KDV Beyannamesinde, bir vergilendirme döneminde gerçekleştirilen teslim ve
hizmetlere ait bedelin kredi kartı ile tahsil edilen kısmı, beyannamenin (Sonuç Hesapları - Diğer
Bilgiler - Kredi Kartı ile Tahsil Edilen Teslim ve Hizmetlerin Katma Değer Vergisi Dahil Karşılığını
Teşkil Eden Bedel) satırına yazılacaktır.
KDV beyannamesinde istenilen bu bilgi, verginin tarh ve tahakkuku ile ilgili olmayan denetim
amaçlı bir bilgidir. Bu satırda vergiyi doğuran olayın gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaksızın
bir vergilendirme döneminde kredi kartı ile yapılan tahsilatlar gösterilecektir. Bu satırda yer alan
tutarların Beyannamenin "Sonuç Hesapları" kulakçığındaki "Teslim ve Hizmetlerin Karşılığını Teşkil
Eden Bedel" ile uyum göstermemesi ve bu hususun vergi dairesince mükellefe sorulması
durumunda, farklılığın;
-Farklı vergi oranına tabi teslim ve hizmet bedelleri ile vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna
edilen işlemler,
-İlgili firma veya kurumlar adına pos cihazı ile yapılan (elektrik, su, telefon, faturaları vb.)
tahsilatlar, 
-Avans ödemeleri,
-Vergisi önceden beyan edilmiş işlemlerin sonraki taksitlerinin kredi kartı yoluyla tahsilatı,
-Dağıtım ve kurye hizmetleri verilen müşterilerle yapılan sözleşmeler kapsamında dağıtımı yapılan
ürünlerin satış bedellerinin tahsilatı,
-Özel matrah uygulaması kapsamında önceki aşamada vergilendirilen işlemler,
-Eczanelerce SGK adına tahsilatı yapılan hasta katılım payları,
-Firma adına kayıtlı pos cihazları kullanılarak bayi veya üye işyerlerince yapılan satışlara ait
tahsilatların bayi veya üye işyeri alacağına kaydedilmeksizin doğrudan firma hesaplarına
aktarılması
gibi sebeplerden kaynaklandığının izah gerekçesi olarak gösterilmesi mümkündür.
Başka kurum ve firmalar adına tahsilat işlemleri yapmak suretiyle verilen bu tür hizmetler karşılığı
alınan komisyon, prim gibi bedeller üzerinden KDV hesaplanarak beyan edilecektir
Öte yandan, uyumsuzluğun makul sebeplerle izah edilememesi halinde ilgili mükellefler hakkında
gerekli işlemlerin yapılacağı tabiidir." ifadelerine yer verilmiştir.
Bankaların müşterileri ile aralarında yaptıkları sözleşme ile yalnızca mal ve hizmet alışverişi
yapılması maksadıyla verdikleri POS cihazlarının ise, bu amaç dışında normal ve mutad olmayan
başka amaçlarla kullanıldığı iddiasının vergi incelemeleri esnasında ispat yükümlülüğünün 213
sayılı Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesi uyarınca iddia sahibi mükelleflere ait olması ve iddia
edilen hususların yasal defter kayıtları üzerinden ispat edilmesi gerekmektedir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalara göre; ana şirketin satışlarına ait bedelin şirketinize aitsanal POS cihazı kullanılarak tahsil edilmesi durumunda KDV Beyannamesindeki "Kredi Kartı ile
Tahsil Edilen Teslim ve Hizmetlerin KDV Dahil Karşılığını Teşkil Eden Bedel" ile KDV beyanları
arasındaki uyumsuzluğun vergi dairesince sorulması durumunda, bu farklılığın ana bayiler
tarafından yapılan satışlara ait bedellerin şirketinize ait kredi kartından yine şirketinize ait sanal
POS cihazları kullanılarak tahsil edilmesinden kaynaklandığı hususunun tarafınızca ispat edilmesi
gerekmektedir.
Ancak, söz konusu işlemin, finansman temini maksadıyla kullanıldığının tespit edilmesi durumunda
POS cihazınızdan çekilen tutarla ilgili gerekli işlemin tesis edileceği tabiidir.
Diğer taraftan Mükelleflerin İzahat Taleplerinin Cevaplandırılmasına Dair Yönetmelik 28/08/2010
tarih ve 27686 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmış olup söz konusu Yönetmeliğin "Özelge Talep
Edebilecekler" başlıklı 9 uncu maddesinin birinci fıkrasında, özelge taleplerinin mükellefler ile vergi
sorumluları, bunların mirasçıları, yetki belgesine sahip kanuni temsilcileri veya vekillerince
yapılacağı belirtilmiştir.
Bu durumda; kendi kredi kartınızdan yine kendi POS cihazınızdan yapacağınız ödeme tutarının,
ödeme yaptığınız firma tarafından cirosunda ne şekilde göstereceği hususunda tarafınıza bilgi
verilmesi mümkün bulunmamakta olup bu konuda ilgili firma tarafından özelge talep formu
doldurularak ve formu imzalayanın imzaya yetki belgesinin bir örneği de söz konusu forma
eklenerek görüş talep edilmesi halinde gerekli değerlendirmenin yapılacağı tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.