Binek otomobil için amortisman ayrılmaması durumunda gider yazılıp yazılamayacağı
gider yazılıp yazılamayacağı
Sayı:
62030549-120[40-2020/919]-1122633
Tarih:
04/10/2022
T.C.
HAZİNE VE MALİYE BAKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
Gelir Kanunları Gelir Ve Kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü
Sayı : 62030549-120[40-2020/919]-1122633 04.10.2022
Konu : Binek otomobil için amortisman
ayrılmaması durumunda gider yazılıp
yazılamayacağı
İlgi :
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; Şirketinizce .../.../2020 tarihinde satın alınmış olan binek
otomobil için amortisman ayrılmaması durumunda binek otomobil için yapılan ödemenin ne
kadarlık kısmının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılabileceği
hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun;
- 191 inci maddesinde, "Envantere alınan iktisadi kıymetler bu kanunun değerlemeye ait üçüncü
kitabında yazılı esaslara göre değerlenir.",
- 262 nci maddesinde, "Maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin
artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade
eder.",
- 269 uncu maddesinde, "İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile
değerlenir.
Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir;
...
3.Gemiler ve diğer taşıtlar;
...",
- 270 inci maddesinde, "Gayrimenkullerde, maliyet bedeline, satınalma bedelinden başka, aşağıda
yazılı giderler girer:
1. Makine ve tesisatta gümrük vergileri, nakliye ve montaj giderleri;
2. Mevcut bir binanın satın alınarak yıkılmasından ve arsasının tesviyesinden mütevellit giderler.
Noter, mahkeme, kıymet takdiri, komisyon ve tellaliye giderleri ile Emlak Alım ve Özel Tüketim
Vergilerini maliyet bedeline ithal etmekte veya genel giderler arasında göstermekte mükellefler
serbesttirler.",
- 313 üncü maddesinde; "İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya
kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269'uncu madde gereğince gayrimenkul gibi
değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edevat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci
kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi
amortisman mevzuunu teşkil eder."
hükümleri yer almaktadır.
Bunun yanı sıra, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;
- (30/b) maddesinde, faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması veya
çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere işletmelere ait
binek otomobillerinin alış vesikalarında gösterilen KDV'nin mükellefin vergiye tabi işlemler
üzerinden hesaplanan KDV den indirilemeyeceği,
- 58 inci maddesinde; mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan Katma Değer Vergisi
ile mükellefçe indirilebilecek KDV'nin, gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde gider
olarak kabul edilemeyeceği
hüküm altına alınmıştır.
Ayrıca, KDV Genel Uygulama Tebliğinin,"Verginin Gider Kaydedilemeyeceği" başlıklı (IV/B-1)
bölümünde; "Mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesapladıkları KDV, gelir ve kurumlar
vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilemez. Mükellefin mal ve hizmet alımları
nedeniyle hesaplanan bu işlemlere ilişkin olarak alış vesikalarında gösterilen ve indirilebilecek KDV
durumunda bulunan KDV de gider olarak kabul edilmez.
Diğer yandan indirilemeyecek KDV'nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde işin
mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacağı tabiidir."açıklamalarına yer
verilmiştir.
Buna göre, satın aldığınız aracın maliyet bedeli üzerinden kayıtlara alınması icap etmekte olup,
maliyet bedelinin tespitinde, aracın iktisabına ilişkin ÖTV ve (3065 sayılı Katma Değer Vergisi
Kanunu gereğince indirim konusu yapılması mümkün olmayan) KDV'nin dikkate alınması zorunlu
olmadığından, söz konusu tutarların maliyet bedeline eklenmesi veya gider olarak dikkate alınması
mümkün bulunmaktadır.
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir
hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum
kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise;
bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve
başındaki değerleri arasındaki müsbet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce
işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka
ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun
değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme
bağlanmıştır.
Diğer yandan, Gelir Vergisi Kanununun 7/12/2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 7194 sayılı
Kanunun 13 üncü maddesiyle değişik 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasında;
1. Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler;(İhracat, yurt
dışında inşaat, onarma, montaj ve taşımacılık faaliyetlerinde bulunan mükellefler, bu bentte yazılı
giderlere ilaveten bu faaliyetlerden döviz olarak elde ettikleri hâsılatın binde beşini aşmamak
şartıyla yurt dışındaki bu işlerle ilgili giderlerine karşılık olmak üzere götürü olarak hesapladıkları
giderleri de indirebilirler.) (Faaliyetleri kısmen veya tamamen binek otomobillerinin kiralanması
veya çeşitli şekillerde işletilmesi olanların bu amaçla kullandıkları hariç olmak üzere, kiralama
yoluyla edinilen binek otomobillerinin her birine ilişkin aylık kira 5.500 Türk lirasına kadarlık kısmı
ile binek otomobillerinin iktisabına ilişkin özel tüketim vergisi ve katma değer vergisi toplamının en
fazla 115.000 Türk lirasına kadarlık kısmı gider olarak dikkate alınabilir.),
...
7. Vergi Usul