Kredi müşterilerine akdi faiz oranından daha düşük oranda kredi kullandırılmak suretiyle peşin tahsil edilen faiz farkının hangi dönemde gelir kaydedi

Kredi müşterilerine akdi faiz oranından daha düşük oranda
kredi kullandırılmak suretiyle peşin tahsil edilen faiz
farkının hangi dönemde gelir kaydedileceği hk.
Sayı: 
62030549-125[6-2014/51]-13503
Tarih: 
16/01/2017
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
 İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı :62030549-125[6-2014/51]-13503 16.01.2017
Konu :Kredi müşterilerine akdi faiz  
oranından daha düşük oranda kredi
kullandırılmak suretiyle peşin tahsil
edilen faiz farkının hangi dönemde
gelir kaydedileceği.
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunda, şirketinizin Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman
Şirketleri Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerine göre yurt içi ve yurt dışındaki tüketicilerin her
türlü mal ve hizmet alımının finansmanını sağlama faaliyetinde bulunduğu belirtilmiş olup,
distribütör veya bayi tarafından desteklenen kampanyalarda otomobil alacak kredi müşterilerine
akdi faiz oranından daha düşük oranda kredi kullandırılması sebebiyle distribütör veya bayiden
peşin tahsil edilecek faiz farkının, tahsil edildiği dönemde mi yoksa kredinin vadesine yayılarak ilgili
olduğu dönemlerde mi gelir kaydedileceği hususunda Başkanlığımız görüşü sorulmuştur.
            Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin,
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı
belirtilmiş, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun
ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
            Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde; “Bilanço esasına göre ticari kazanç,
teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet
farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
            1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir;
            2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
            Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait
hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur.” hükümleri yer almaktadır.            Ticari kazancın tespitinde “tahakkuk” ve “dönemsellik” olmak üzere iki temel ilke geçerlidir.
Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani
geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden
kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik
ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanmasıdır.
            Bu hüküm ve açıklamalara göre, araç alacak müşterilere kullandırılan düşük faizli kredilere
ilişkin bayi ya da distribütörden peşin tahsil edilen faiz tutarlarının dönemsellik ilkesi gereğince
kredi vadesi ile ilişkilendirilerek, ilgili oldukları dönem kazancının tespitinde dikkate alınması
gerekmektedir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge
geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla
vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi
hesaplanmayacaktır.