Mahkeme kararına göre hükmolunan tazminatın temellük eden(devralan) şirket açısından hangi yılın geliri sayılacağı hk.

Özelge: Mahkeme kararına göre hükmolunan tazminatın
temellük eden(devralan) şirket açısından hangi yılın geliri
sayılacağı hk.
Sayı: 
38418978-125[6-13 /30]-533
Tarih: 
30/05/2014
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : 38418978-125[6-13 /30]-533 30/05/2014
Konu : Mahkeme kararına göre hükmolunan tazminatın temellük  
eden(devralan) şirket açısından hangi yılın geliri sayılacağı
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketinizin bir başka şirketten alacağı bulunduğu;
alacaklı olduğunuz şirketin ASKİ ye karşı açmış olduğu tazminat davası sonucunda ortaya çıkacak
tutarın, alacağınıza karşılık şirketinize temlik edildiği; Ankara 4. Asliye Mahkemesince de alacaklı
olduğunuz şirket lehine tazminat ödenmesine karar verildiği ve söz konusu tazminat tutarının
temlik nedeniyle şirketinize devredildiği; alacaklı olduğunuz şirketin kazandığı tazminat tutarının
şirketinize olan borçtan fazla olduğundan bahisle söz konusu farkın temlik tarihinde mi, ilk derece
mahkemesinin karar tarihinde mi  yoksa söz konusu kararın üst derece mahkemesinde kesinleşmesi
sonucunda mı gelir yazılacağı konusunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin,
mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı,
safi kurum kazancının tespitinde,  Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazancın konusunu teşkil eden 37 nci maddesinde,
her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş ve ticari
kazançta vergiyi doğuran olay tahakkuk esasına bağlanmıştır.
            Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinde, bilanço esasına göre ticari kazancın,
teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark
olduğu hükmü yer almıştır.
            Aynı Kanunun 39 uncu maddesinde ise, işletme hesabı esasına göre ticari kazancın, bir
hesap dönemi içinde elde edilen hâsılat ile giderler arasındaki müspet fark olduğu; elde edilen
hâsılatın, tahsil olunan paralarla tahakkuk eden alacakları, giderlerin ise tediye olunan ve
borçlanılan meblağları ifade ettiği hükmüne yer verilmiştir.
            Ticari kazancın tespitinde geçerli olan iki temel ilke "dönemsellik" ve "tahakkuk esası"
ilkeleridir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar veya mahiyet itibariyle kesinleşmiş
olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin eksiksiz tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve
işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir.
Ticari kazancın elde edilmesi, tahakkuk esasına bağlanmış bulunduğundan; bir gelir unsurunun özel
bir düzenleme bulunmadığı sürece, mahiyet ve tutar itibariyle kesinleştiği dönem kazancının
tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu
döneme intikalinin sağlanmasıdır.
            Şirketiniz ile ........ arasında düzenlenen ..... tarihli "Alacağın Temliki Sözleşmesi" nde; temlikalanın dilediği tarihte gerekli görürse bu temlik sözleşmesini mahkeme dosyasına, Yargıtay
dosyasına, icra dosyasına ibraz ederek söz konusu dosyaları bizzat takip etmek, dosyalara yatan
paraları tahsil etmek konusunda tek başına yetkili kılındığı belirtilmektedir.
            Alacağın temliki alacağın devredilmesi anlamına gelmekte olup, temlik işlemi ile alacak
başkasına geçmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 367 nci maddesinde, temyizin
kararın icrasını durdurmayacağı ifade edilmiştir.
            Buna göre; söz konusu karar, kesinleşmeden icra edilebilecek yani kararın verilmesiyle
tahsil edilebilecek bir karar olduğundan, kararın alacaklıya tebliğ edildiği tarih itibariyle alacaklı
alacağın tahsili için harekete geçebilecek, dolayısıyla ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle
alacak tahakkuk edecek ve tahsil edilebilir aşamaya gelecektir. Dolayısıyla, doğmuş ve tahsil
edilebilir aşamaya gelmiş alacak ilk derece mahkemesi karar tarihi itibariyle tahakkuk edeceğinden
bu tutarın şirketinize olan borçtan fazla olan kısmının söz konusu tarihin içinde bulunduğu yılın
kazancı olarak dikkate alınması gerekmektedir. 
             Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.