Sözleşmeye istinaden kesilen cezanın indirim konusu yapılması için fatura düzenlenmesinin şart olup olmadığı hk.

Özelge: Sözleşmeye istinaden kesilen cezanın indirim
konusu yapılması için fatura düzenlenmesinin şart olup
olmadığı hk.
Sayı: 
B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-240
Tarih: 
23/02/2012
 
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
 
   
Sayı : B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-240 23/02/2012
Konu : Sözleşmeye istinaden kesilen cezanın indirim konusu  
yapılması için fatura düzenlenmesinin şart olup olmadığı
hk.
 
            İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; ..... Vergi Dairesi Müdürlüğünün .... vergi kimlik
numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz,  ....... Genel Müdürlüğü .... İşletme Müdürlüğü ile yapılan
palet alımına ilişkin sözleşmenin 13 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında belirtilen şartlara istinaden
geciken mal bedeli üzerinden % 0,3 oranında ceza kesildiği, ilgili kurumun bu cezayı A4 kağıdına
yazarak ödemelerden kesinti yapıldığını bildirdiği, bu kesinti miktarıyla ilgili adı geçen kurumdan
fatura düzenlenmesi istenildiği halde kurumun böyle bir fatura düzenleyemeyeceklerini gönderilen
kesinti belgesinin yeterli olduğunu bildirdiği belirtilerek, böyle bir belgeye istinaden gider yazılıp
yazılamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
            Kurumlar Vergisi Yönünden
            5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6 ncı maddesinin
birinci fıkrasında, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi
kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; ikinci fıkrasında ise safi kurum kazancının tespitinde,
Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
            193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinde safi kazancın tespitinde indirilecek
giderler bentler halinde sayılmış olup anılan maddenin (3) numaralı bendinde işle ilgili olmak
şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve
tazminatların safi kazancın tespitinde indirim konusu yapılabileceği, aynı Kanunun 41 inci
maddesinin (6) numaralı bendinde ise her türlü para cezaları ve vergi cezaları ile teşebbüs
sahibinin suçlarından doğan tazminatların (akitlerde ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlar
cezai mahiyette tazminat sayılmaz.) gider olarak indirilmesinin kabul edilmeyeceği hüküm altına
alınmıştır.
             Ayrıca, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 11 inci maddesinin birinci fıkrasının (g)
bendinde, sözleşmede ceza şartı olarak konulan tazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin,
ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanların suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminat
giderlerinin gider olarak kabul edilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
            Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, şirketiniz tarafından yapılan
ödeme, sözleşmede ceza şartı olarak derpiş edilen tazminatlardan olduğundan gider olarak
indirilmesi mümkün bulunmaktadır.
            Katma Değer Vergisi Kanunu Yönünden            3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1/1 inci maddesinde; Türkiye'de ticari, sınai,
zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin katma değer
vergisine tabi olduğu hükmüne, aynı Kanunun 24 üncü maddesi ile de katma değer vergisi
matrahına dahil olan unsurlara yer verilmiştir.
            Bu itibarla, bir mal teslimi veya hizmetin karşılığını teşkil etmeyen veya buna bağlı olarak
ortaya çıkmayan dolayısıyla malın süresinde teslim edilmemesi nedeniyle sadece sözleşme
şartlarına uyulmaması sonucu ortaya çıkan tazminatlar katma değer vergisinin konusuna
girmediğinden, tazminat tutarı üzerinden katma değer vergisi hesaplanması söz konusu
olmayacaktır.
            Vergi Usul Kanunu Yönünden
            213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinde; bu Kanunda aksine hüküm
olmadıkça, bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan
kayıtların tevsikinin mecburi olduğu hükme bağlanmış, 229 uncu maddesinde, fatura, satılan emtia
veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi
yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesika olarak tanımlanmış, 232 nci maddesinde de
fatura kullanmak mecburiyetinde olanlar sayılmıştır.
            Aynı Kanunun 242 nci maddesinde ise; "Tüccarlar evvelki maddelerin dışında kalan ve bir
hüküm ifade eden veya icabında bir hakkın ispatına delil olarak kullanılabilen mukavelename,
taahhütname, kefaletname, mahkeme ilamları gibi hukuki vesikalarla ihbarname, karar örnekleri,
vergi makbuzları gibi vergi evrakını dosyada muhafaza etmeye mecburdurlar." hükmüne yer
verilmiştir.
            Buna göre, .... Genel Müdürlüğü .... İşletme Müdürlüğü ile adı geçen şirket arasında
düzenlenen palet alım sözleşmesinde belirtilen şartların yerine getirilmemesi veya eksik yerine
getirilmesi halinde sözleşme hükmü gereğince adı geçen şirketten tahsil edilen cezai müeyyide, mal
teslimi veya hizmet ifası kapsamında değerlendirilmese dahi tahsil edilen tutar için fatura
düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır.
            Ancak, söz konusu ceza ödemesi karşılığında fatura düzenlenmemesi durumunda; bu
ödemenin, söz konusu sözleşme, ödemeye dair makbuz, dekont vb evrak ile tevsik edilmesi
gerekmekte olup bu belgelerin muhafaza ve istenildiğinde ibraz edileceği tabiidir.
            Bilgi edinilmesini rica ederim.
 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.