Tasfiye sonunda indirim konusu yapılamayan devreden KDV'nin, kurumlar vergisi yönünden gider konusu yapılıp yapılamayacağı hk.

Özelge: Tasfiye sonunda indirim konusu yapılamayan
devreden KDV'nin, kurumlar vergisi yönünden gider konusu
yapılıp yapılamayacağı hk.
Sayı: 
B.07.4.DEF.0.58.10.00-2010-2-12-5
Tarih: 
17/08/2011
 
T.C.
SİVAS VALİLİĞİ
Defterdarlık <OTO KAYIT>
 
   
Sayı : B.07.4.DEF.0.58.10.00-2010-2-12-5 17/08/2011
Konu : Tasfiye sonunda indirim konusu yapılamayan  
devreden KDV'nin, kurumlar vergisi yönünden gider
konusu yapılıp yapılamayacağı.
 
İlgide kayıtlı dilekçenizde, şirketinizin tasfiye halinde olduğu, tasfiye sonunda indirim konusu
yapılamayan devreden KDV'nin kurumlar vergisi yönünden gider konusu yapılıp yapılamayacağı,
gider olarak indirilmesi halinde zarar oluşursa bu zararın geçmiş yıllar kârından düşülüp
düşülemeyeceği hakkında görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir
hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı ve safî kurum
kazancının tespitinde de, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin
uygulanacağı hükme bağlanmıştır.
Bununla beraber, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 38 inci maddesinin birinci fıkrasında, "Bilanço
esasına göre ticari kazanç, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki
değerleri arasındaki müspet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce:
1- İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir.
2- İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur.
Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait
hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanununun 40 ıncı maddesi ile 5520 sayılı Kurumlar vergisi Kanununun 8 inci maddesinde ise,
safi kurum kazancının tespit edilmesi sırasında indirilecek giderler tadadi olarak sayılmıştır.
Diğer taraftan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29/2 nci maddesinde, bir vergilendirme
döneminde indirilecek KDV toplamının, mükellefin vergiye tabi işlemleri dolayısıyla hesaplanan
KDV toplamından fazla olması halinde, aradaki farkın sonraki dönemlere devrolunacağı ve  iade
edilmeyeceği hükme bağlanmış olup, aynı Kanunun 58 inci maddesinde de mükellefin vergiye
tabiişlemleri üzerinden hesaplanan KDV ile mükellefçe indirilebilecek KDV' nin, gelir ve kurumlar
vergisi matrahlarının tespitinde gider olarak kabul edilmeyeceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalara göre, tasfiyeye giren şirketinizin mevcutlarını işi terkten önce satış v.b.
yollarla tasfiye ettiği takdirde teslim bedeli üzerinden, mevcutlar tasfiye edilmemişse işletmeden
çekiş göstererek emsal bedeli üzerinden KDV hesaplayıp beyan etmesi gerekmektedir. Hesaplanan
bu vergilere rağmen indirilemeyen bir tutarın kalması halinde, söz konusu tutarın iadesi söz konusu
olmayacaktır.Dolayısıyla, tasfiyeye giren şirketinizin tasfiye sonucunda devreden KDV'sinin bulunması halinde
indirim imkanı kalmayan bu tutarın, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate
alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, bu tutarın gider olarak indirilmesi sonucu tasfiye sonucu
zarar oluşması ve  söz konusu zararın geçmiş yıllar kârından mahsup edilmesi durumunda ise
geçmiş yıl kârlarının ortaklara dağıtıldığı kabul edilerek gelir vergisi stopajı yapılması gerekecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
   
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.