Yabancı para cinsinden ihraç edilmiş olan tahvil ve bonoların elden çıkarılmasından doğan kazancın, elden çıkarma karşılığında elde edilen yabancı par

Özelge: Basit usule tabi mükellefin araç kiralamasında KDV
hk.
Sayı: 
B.07.4.DEF.0.53.10.00-KDV-170-24
Tarih: 
11/11/2011
 
T.C.
RİZE VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
 
   
Sayı : B.07.4.DEF.0.53.10.00-KDV-170-24 11/11/2011
Konu : Basit Usulde kiralamada KDV hkb  
 
İlgide kayıtlı yazınızda, basit usulde vergilendirilen mükelleflere ait aracı kiralayıp işletmenizde
kullanacağınızdan bahisle, söz konusu kira bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanıp
hesaplanmayacağı hususunda Başkanlığımız görüşünün istenildiği anlaşılmıştır.
GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 46 ncı maddesinde, "47 ve 48
inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançları basit usulde tespit olunur.
Basit usulde ticari kazanç, bir hesap dönemi içinde elde edilen hasılat ile giderler ve satılan
malların alış bedelleri arasındaki müspet farktır. Bu fark yapılan faaliyetle ilgili olarak Vergi Usul
Kanunu hükümlerine göre alınması ve verilmesi mecburi olan alış ve giderler ile hasılatlara ilişkin
belgelerde yazılı tutarlara göre hesaplanır. Bu suretle tespit ve beyan olunan kazanç vergi tarhına
esas alınır. Bu usulde vergilendirilenler, kazancın tespiti ve Vergi Usul Kanunu'nun defter tutma
hükümleri hariç, bildirme, vesikalar, muhafaza, ibraz, diğer ödevler ve ceza hükümleri ile bu Kanun
ve diğer kanunlarda yer alan ikinci sınıf tüccarlar hakkındaki hükümlere tabidirler." hükmüne yer
verilmiştir.
Konu ile ilgili açıklamaların yapıldığı, 215 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin 32 nci
paragrafında, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin, kullandıkları sabit kıymetleri gider
yazamayacakları ve amortismana tabi tutamayacakları, 230 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel
Tebliğinin 4 üncü bölümünde ise, basit usulde vergilendirilen mükelleflerin taşıt ve diğer sabit
kıymetlerini satmaları dolayısıyla fatura düzenleme yükümlülüklerinin bulunmadığı açıklanmıştır.
Buna göre, basit usule tabi mükelleflere ait iktisadi kıymetlerin (taşıtların) işletmeye dahil
olduğunun kabulü söz konusu olmayacağından, bu mükelleflerin başkaca bir faaliyetten dolayı
mükellefiyetinin bulunmaması halinde, basit usuldeki mükellefiyetinin kapatılarak gayrimenkul
sermaye iradı yönünden mükellefiyet tesis ettirmesi gerekmektedir.
Öte yandan, 29.07.2008 tarih ve 26951 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 268 Seri No.lu Gelir
Vergisi Genel Tebliği ile Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden; konutlarda, her bir konut için aylık
500-TL ve üzerinde kira geliri elde edenlerin; işyerlerinde, işyerini kiraya verenler ile kiracıların
kiraya ilişkin tahsilât ve ödemelerinin 01.11.2008 tarihinden itibaren banka veya Posta ve Telgraf
Teşkilatı Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen belgelerle tevsik edilmesi zorunluluğu
getirilmiştir.
Anılan Tebliğin 3 üncü bölümünde ise; her bir konut için aylık tutarı 500-TL'nin altındaki konut kira
gelirleri, mahkeme ve icra yoluyla yapılan konut ve işyeri kira gelirine ilişkin tahsilâtlar ve ayni
olarak yapılan ödemelerin tevsik zorunluluğu kapsamında olmadığı belirtilmiş olup, araç
kiralamalarından doğan kira bedellerinin tahsilât ve ödemelerinin tevsik zorunluluğu kapsamındaolmadığına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Bu itibarla, araç kiralamalarından kaynaklanacak olan kira ödemelerinin, banka veya Posta
İdareleri aracı kılınmak suretiyle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN
Katma Değer Vergisi(KDV) Kanununun 1/3-f maddesinde; Gelir Vergisi Kanununun 70 inci
maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin KDV'ye tabi olduğu hükme
bağlanmış, 9 uncu maddesi ile de vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla vergiye tabi
işlemlere taraf olanları vergi alacağının ödenmesinden sorumlu tutma konusunda Bakanlığımıza
yetki verilmiştir.
Öte yandan, aynı Kanunun 17/4-a maddesinde, Gelir Vergisi Kanununa göre vergiden muaf olan
esnaf ile basit usulde vergilendirilen mükellefler tarafından yapılan teslim ve hizmetler, 17/4-d
maddesinde ise de iktisadi işletmelere dahil olmayan gayrimenkullerin kiralanması işlemleri KDV
den istisna edilmiştir.
Yukarıda yer alan hükümler çerçevesinde, basit usulde vergilendirilen mükellefin işletmeye dahil
edilmesi mümkün bulunmayan taşıt aracını kiraya vermesi işlemi; basit usulde vergilendirilen
mükellefin esas faaliyetine ilişkin teslim ve hizmet mahiyetinde olmadığından ve Gelir Vergisi
Kanununa göre  gayrimenkul sermaye iradı kapsamında olduğundan, Kanunun 1-3/f maddesine
göre katma değer vergisine tabi tutulacaktır. Bu itibarla, söz konusu kiralama işlemine ait KDV nin
30 Seri No.lu KDV Genel Tebliğinin (F) bölümü çerçevesinde tarafınızca sorumlu sıfatıyla  beyan
edilip ödenmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
 Özelge: Yabancı para cinsinden ihraç edilmiş olan tahvil ve
bonoların elden çıkarılmasından doğan kazancın, elden
çıkarma karşılığında elde edilen yabancı para tutarının
Türk Lirası karşılığından, bunların alımında ödenen yabancı
para tutarının Türk Liras
Sayı: 
B.07.0.GEL.0.42/4305-359/50915
Tarih: 
27/10/2004
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Gelirler İdaresi Başkanlığı
 
Sayı  : B.07.0.GEL.0.42/4305-359                                                 27.10.2004 * 50915
Konu:
 
..........................
 
İlgi : ................. tarihli dilekçeniz. 
Dilekçenizde, yabancı para cinsinden ihraç edilen tahvil ve bonoların (eurobondlarm) tam mükellef
gerçek kişilerce elden çıkarılmasından sağlanan değer artışı kazancının vergilendirilmesi sırasında
safı iradın tespitinde kullanılacak yöntem konusunda görüşümüzün bildirilmesi istenilmektedir.
Gelir Vergisi Kanununun 75/5 ve mükerrer 80 inci maddelerine göre, tahvil ve bonoların elde
tutulması sonucu vadesinde elde edilen gelirler menkul sermaye iradı, bunların vadesinden önce
elden çıkarılmasından doğan kazançlar ise değer artış kazancı olarak vergilendirilmektedir.
Elden çıkarma sonucunda vergilendirmeye esas alınacak kazanç anılan Kanunun mükerrer 81 inci
maddesine göre, elden çıkarma karşılığında alman para ve ayini arla sağlanan ve para ile temsil
edilebilen her türlü menfaatlerin tutarından, elden çıkarılan kıymetin maliyet bedeli ile elden
çıkarma dolayısıyla yapılan giderlerin indirilmesi suretiyle bulunmaktadır. Kazancın bu şekilde
tespitinde, maliyet (iktisap) bedeli, menkul kıymetin elden çıkarıldığı ay hariç olmak üzere Devlet
İstatistik Enstitüsünce belirlenen toptan eşya fiyat endeksindeki artış oranında artırılmak suretiyle
dikkate alınmaktadır.
Yukarıda yer alan açıklamalar gerek ulusal para gerekse yabancı para cinsinden ihraç edilmiş olan
tahvil ve bonoların elden çıkarılmasından doğan kazançlar açısından da geçerlidir.
Buna göre, yabancı para cinsinden ihraç edilmiş olan tahvil ve bonoların elden çıkarılmasından
doğan kazancın, elden çıkarma karşılığında elde edilen yabancı para tutannm Türk Lirası
karşılığından, bunların alımında ödenen yabancı para tutarının Türk Lirası karşılığı ve varsa satış
giderlerinin düşülmesi sonucu hesaplanması gerekir. Alım ve satımın farklı aylarda gerçekleşmesi
durumunda elde edilen kazancın tespitinde maliyet bedeli toptan eşya fiyat endeksindeki artış
oranında artırılarak dikkate alınacaktır.Kazancın tespitinde işlem sırasında uygulanan kurların dikkate alınması esastır. Yabancı para ile
işlem yapılması veya işlem sırasında uygulanan kurların tevsik edilememesi halinde işlem
tarihindeki T.C. Merkez Bankası döviz alış kurları kullanılarak kazanç tespit edilecektir.
Bilgi edinilmesini rica ederim. 
 
(*)     Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**)   İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz
dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.