Yurtdışı merkezli şirketten elde edilen ve yurtiçindeki şirkete fatura edilen ücret geliri hk.
Özelge: Yurtdışı merkezli şirketten elde edilen ve
yurtiçindeki şirkete fatura edilen ücret geliri hk.
Sayı:
B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 95-156
Tarih:
08/03/2011
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)
Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01-GVK 95-156 08/03/2011
Konu : Yurtdışı merkezli şirketten elde edilen ve yurtiçindeki
şirkete fatura edilen ücret geliri.
İlgide kayıtlı dilekçenizde, ...Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik numaralı mükellefi
olduğunuz, şirket merkezinizin Almanya'da olduğu, Türkiye'de çalışma izni bulunan Alman
vatandaşı şirket müdürünüzün aylık maaşının Almanya'daki şirket merkezi tarafından ödendiği, bu
ödemenin şirketinize fatura edildiği ve Almanya'daki şirket merkezi tarafından söz konusu ücret
ödemesine ilişkin herhangi bir tevkifat yapılmadığı, Türkiye'deki şirketin söz konusu ücret
ödemesinin brüte tamamlanması suretiyle üzerinden stopaj yaptığı, şirket müdürünüzün göreviyle
ilgili maaşı dışında başka bir gelir vergisine tabi geliri olmadığı belirtilerek, şirket müdürünüz
tarafından söz konusu ücret geliriyle ilgili beyanname vermesinin gerekip gerekmediği konusunda
Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun "Mükellefler" başlıklı 3'üncümaddesinde, "Aşağıda yazılı gerçek
kişiler Türkiye içinde ve dışında elde ettikleri kazanç ve iratların tamamı üzerinden
vergilendirilirler:
1. Türkiye'de yerleşmiş olanlar;..."
denilmiş olup, aynı Kanun'un 4'üncü maddesinde,
"Aşağıda yazılı kimseler Türkiye'de yerleşmiş sayılır:
...
2. Bir takvim yılı içinde Türkiye'de devamlı olarak altı aydan fazla oturanlar (Geçici ayrılmalar
Türkiye'de oturma süresini kesmez.)"
hükmü yer almış, 5'inci maddede de yerleşme sayılmayan haller,
"Aşağıda yazılı yabancılar memlekette altı aydan fazla kalsalar dahi, Türkiye'de yerleşmiş
sayılmazlar:
1. Belli ve geçici görev veya iş için Türkiye'ye gelen iş, ilim ve fen adamları, uzmanlar, memurlar,
basın ve yayın muhabirleri ve durumları bunlara benzeyen diğer kimselerle tahsil veya tedavi veya
istirahat veya seyahat maksadıyla gelenler;..."
hükmü ile düzenlenmiştir. Ayrıca söz konusu Kanun'un 6'ncı maddesinde,
"Türkiye'de yerleşmiş olmayan gerçek kişiler sadece Türkiye'de elde ettikleri kazanç ve iratlar
üzerinden vergilendirilirler."denilmiştir.
Adı geçen Kanun'un 61'inci maddesinde ücretin, işverene tabi ve belirli bir işverene bağlı olarak
çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen
menfaatler olduğu belirtilmiş olup, aynı Kanun'un "Toplama Yapılmayan Haller" başlıklı 86'ncı
maddesinde,
"Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi
halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.
...
1. Tam mükellefiyette;
...
b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (birden fazla işverenden ücret
almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplamı, 103'üncü maddede yazılı
tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle
vergilendirilmiş ücretleri dahil)
2. Dar mükellefiyette, tamamı Türkiye'de tevkif suretiyle vergilendirilmiş olan; ücretler, serbest
meslek kazançları, menkul ve gayrimenkul sermaye iratları ile diğer kazanç ve iratlar."
hükmüne yer verilmiştir. Ayrıca Gelir Vergisi Kanunu'nun 95'inci maddesinde,
"Aşağıda yazılı hizmet erbabının ücretleri hakkında vergi tevkif usulü cari olmaz:
1. Ücretlerini yabancı bir memleketteki işverenden doğrudan doğruya alan hizmet erbabı;
2. 16'ncı maddede yazılı istisnadan faydalanmayan yabancı elçilik ve konsolosluk memur ve
hizmetlileri;
3. Maliye Bakanlığı'nca yıllık beyanname ile bildirilmesinde zaruret görülen ödemeler.
Bunlar gelirlerini, bu kısmın 2'nci bölümündeki hükümlere göre, yıllık beyanname ile bildirirler."
hükmüyle stopaja tabi olmayan ücretlere beyan zorunluluğu getirilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti ile
Federal Almanya Cumhuriyeti Arasında Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte
Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nın 14'üncü maddesinde,
"1) Bir Akit Devlet mukiminin serbest meslek faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, bu faaliyetler
diğer Akit Devlette icra edilmedikçe, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer
faaliyetler diğer Devlette icra edilirse, buradan elde edilen gelir diğer Devlette vergilendirilebilir."
Söz konusu anlaşmanın 15'inci maddesinde,
"1) 16, 18, 19 ve 20'nci madde hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet
akdi dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri menfaatler, bu hizmet diğer Akit Devlette
ifa edilmedikçe, yalnız ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. Eğer hizmet diğer Devlette ifa
edilirse, buradan elde edilen gelir diğer Devlette vergilendirilebilir."
16'ncı maddesinde,
"2) Bir Akit Devletin bir veya birden çok mukiminin diğer Akit Devlet mukimi olan bir şirketin, ticari
mevzuat gereğince üst yönetimden sorumlu görevlileri olma sıfatıyla elde ettikleri ücretler, maaşlar
ve diğer benzeri menfaatler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir."
şeklinde anlaşma hükümleri yer almaktadır. Konu ile ilgili olarak 5520 sayılı Kurumlar VergisiKanunu'na istinaden çıkarılan 1 seri no.lu Genel Tebliği'nin "22.2.3.Serbest Meslek Kazançları"
başlıklı bölümünde,
"Serbest meslek faaliyeti, esas itibarıyla gerçek kişilerce icra edilen ve Gelir Vergisi Kanunu'nun
65'inci maddesinde tanımlanan faaliyet türüdür. Dar mükellef kurumların bu tür kazanç elde
etmeleri ise istihdam ettikleri personelleri aracılığı ile olmaktadır.
Serbest meslek kazançlarının Türkiye'de elde edilmiş sayılması için serbest meslek faaliyetinin
Türkiye'de icra edilmesi veya Türkiye'de değerlendirilmesi gerekir.
Türkiye'de değerlendirme, ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı memlekette
yapılmışsa Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına intikal
ettirilmesi veya kârından ayrılmasıdır.
Öte yandan, mülga 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 12'nci maddesinde, dar mükellefiyette
kurum kazancını oluşturan kazanç ve iratlar arasında sayılan "Türkiye'de elde edilen ücretler"e
5520 sayılı Kanun'da yer verilmemiştir. Yabancı kurumların Türkiye'de ücret geliri elde etmesi,
istihdam ettiği bir personeli Türkiye'de yapılacak bir iş için tahsis etmesi, bu şahsın yabancı kuruma
bağlı olarak Türkiye'de hizmet vermesi veya ödemenin Türkiye'de yapılması veya ödeme yabancı
memlekette yapılmışsa Türkiye'de ödeyenin veya nam ve hesabına ödeme yapılanın hesaplarına
intikal ettirilmesi veya kârından ayrılması suretiyle olmaktadır. Bu şekliyle dar mükellef kurumların
elde ettiği ücret ile serbest meslek kazancı arasında genelde bir fark bulunmamaktadır. Dar
mükellef kurumun, Türkiye'de hizmet ettiği kurum ya da kişiye bağımlı olmasının mümkün
olamayacağı dikkate alınarak kurumun yalın anlamıyla ücret elde etmesi olanaksızdır. Dolayısıyla
5422 sayılı Kanun'un uygulanmasında ücret kazancı grubunda değerlendirilen kazançlar, 5520
sayılı Kanun'un uygulanmasında serbest meslek kazancı olarakdeğerlendirilecektir.
Dar mükellef kurumların Türkiye'de elde ettikleri serbest meslek kazançları, Kanun'un 30'uncu
maddesi uyarınca vergi kesintisine tabi tutulacaktır."
açıklamalarına yer verilmiştir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, Almanya'da bulunan şirket personeli tarafından Türkiye'de icra
edilen yöneticilik faaliyetine istinaden Türkiye'de tam mükellef olan şirkete fatura edilen hizmetin
Almanya'da bulunan şirket açısından dar mükellef serbest meslek kazancı olarak değerlendirilmesi
gerekmektedir. Buna göre, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 30'uncu maddesine göre
(2009/14593 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına göre) Almanya'da bulunan şirkete yapılan ödemeler
üzerinden %20 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.
Ayrıca, şirket müdürünüzün Türkiye'de yerleşik olması veya sayılması durumunda dilekçenizde
belirttiğiniz şekilde elde ettiği ücret gelirinin Türkiye'de stopaja tabi tutulmamış olması nedeniyle
tamamının yıllık gelir vergisi beyannamesiyle ikametgahının bulunduğu yerin vergi dairesine beyan
edilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Vergi Dairesi Başkanı a.
Grup Müdürü
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise
bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiillerinizdolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi
için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.